Ona kötü balık sattığınızı mı söyledi? | Open Subtitles | هل كان يدعو لكم على الأسماك السيئة التي كانت تبيع له؟ |
Kemik ve dokuları yasadışı olarak sattığınızı düşünüyoruz. | Open Subtitles | نعتقد بأنك تبيع العظام و الأنسجة بشكل غير قانوني |
Araba sattığınızı söylüyorlar. Biraz sattığınızı görelim. | Open Subtitles | إنهم يقولون بأنك ستبيع بعض السيارات لنراك تبيع بعض السيارات |
Ellerinize daha fazla kan bulaşmasını istemiyorsanız kime sattığınızı bize söyleyeceksiniz. | Open Subtitles | قتل ذرينة من جنودنا، وإلا لو أردت المزيدمنالدماءتقع على عاتقك، سوف تخبرنا لمن بعتها. |
- Siz İrlandalı piçlerin, neden beni Havaya uçuran bok parçasına silah sattığınızı! | Open Subtitles | - لماذا أنتم جماعة " ميك " تبيعون الأسلحة للحقير الذي قام بتفجيري |
Yani hem Rusya'ya hem de Ukrayna'ya silah sattığınızı inkar etmiyorsunuz? | Open Subtitles | إذن أنت لا تُنكر أنك تبيع السلاح للطرفين الأوكرانيين والروس؟ |
Bence hala sezonluk, ama bu arada faturalarınız hala ödenmedi, ve örtülerimizi eBay'de sattığınızı gördük. | Open Subtitles | اعتقد ان هذا يبقى سري لكن بما انك هنا , فاتورتك غير مدفوعة, و شاهدناك تبيع ردائتنا علي اي باي |
diye sordu. Cesaretimi topladım ve "Evet, bana tam olarak ne sattığınızı söyler misiniz?" diye sordum. | TED | استجمعت شجاعتي وقلت "نعم ، لكن يمكن أن تسمحوا لي أن أعرف، ماذا تبيع في الواقع ؟" |
Arkada yumuşak olanından sattığınızı gördüm. | Open Subtitles | اراك تبيع النوع الناعم بالخلف هناك |
Sizin çocuklara uyuşturucu sattığınızı öğrendi Bay Keppling. | Open Subtitles | لقد إكتشفت سيد " كابلين " بأنك كنت تبيع المخدرات للصغار |
Neden, sizin objeleri sattığınızı iddia eden bir işgalci olduğu konusunda bilgilendirilmedim ve kim-- | Open Subtitles | لمَّ لم يتم إخباري أنه كان هناك دخيل الذي يدعي أنك تبيع التحف ...ومن |
Taliban'a silah sattığınızı da biliyoruz. Malzemeleriniz nerede? | Open Subtitles | ونعلم إنّك تبيع الأسلحة إلى حركة "الطالبان"، أين تجهيزاتك؟ |
Sakın bir şeyler sattığınızı söylemeyin. | Open Subtitles | لا تقل لي أنك تبيع شئ ما |
Sakın bir şeyler sattığınızı söylemeyin. | Open Subtitles | لا تقل لي أنك تبيع شئ ما |
Bay Hutz, emlak sattığınızı bilmiyordum. | Open Subtitles | سيد (هاتز) ، لم أكن أعرف أنّك تبيع العقارات |
Aslında, bu fatura gerçekte CoursePoint'i Suriyelilere sattığınızı gösteriyor. | Open Subtitles | وهل هذه فاتورتك "حيث تبيع (كروسبوينت) "للسوريين |
Evet, sattığınızı biliyorum. | Open Subtitles | نعم, أعلم إنك بعتها |
Mermilerimizi Meksikalılara sattığınızı biliyorum. | Open Subtitles | أعرف أنكم تبيعون رصاصنا للمكسيكين الآن |
Bu kutuların tanesini kaça sattığınızı bilmem gerek. | Open Subtitles | يجب أن أعرف بكم تبيعون تلك الُعلب؟ |
Amanda'nın bileziğini sattığınızı biliyorum. | Open Subtitles | أعرف بأنك بعتِ إسوارة أماندا |