Bu sadece savaş meydanında hayatınızı riske attığınız bir savaş değil. | Open Subtitles | هذه ليست حرب لا تخاطرون فيها بأكثر من أرواحكم في المعركة |
Bunlarla olayın iç savaş değil, komünist saldırısı olduğunu yüz kere ispatlayabiliriz. | Open Subtitles | و ما يكفي من تقارير المخابرات الحربية لنثبت انها ليست حرب اهلية بل عدوان شيوعي صريح |
- Stratejik olarak düşünmeliyiz. Çünkü bu bir savaş. - Bu bir savaş değil | Open Subtitles | إستراتجيا, لان هذة حربا هذة ليست حربا |
Bu bir savaş değil. Bir kapris veya kan davası. | Open Subtitles | إنها ليست معركة أو نزوة أو انتقام |
Bu bir savaş değil, Bay Nottingham. Çocuklardan bahsediyoruz. | Open Subtitles | هذه ليست حرباً سيد نتنغهام إننا نتحدّث عن الأطفال هنا |
Bu adil bir savaş değil. | Open Subtitles | هذا ليس قتال عادل. |
Bu savaş değil, bu hayatta kalma mücadelesi. | Open Subtitles | هذا ليس الحرب, هو البقاء على قيد الحياة. |
Bu bir soğuk savaş değil. Bu topyekün bir savaş. | Open Subtitles | لا, إنها ليست حرب باردة إنها معركة حقيقية |
Bu cinayet. Bu savaş değil. Bu cinayet! | Open Subtitles | هذه ليست حرب, إنها مذبحة هذه ليست حرب, إنها هراء |
Bu bir savaş değil, işgal. Bizi sevmiyorlar. | Open Subtitles | انها ليست حرب , أنه احتلال أنهم يكرهوننا |
Bu savaş değil, Bud. Bir seçim. Ve sen bir bağımsızsın. | Open Subtitles | إنها ليست حرب باد إنها انتخابات و أنت مستقل |
Bu çeteler arası savaş değil. Daha çok kendi içinde savaşan bir çete gibi. | Open Subtitles | هذه ليست حرب عصابات، تبدو أكثر حرب داخلية بعصابة. |
Ne yazık ki bildiğimiz savaş değil ama aynı taktikleri uyguluyorum. | Open Subtitles | ليست حرب بمعنى الكلمة للأسف لكنني استخدم نفس التكتيكات |
Bu savaş değil, işgal. | Open Subtitles | تلك ليست حربا. ذلك إحتلال صارخ |
Vermek üzere olduğumuz savaş, aslında savaş değil demek. | Open Subtitles | وهذا يعني أن هذه الحرب ليست حربا |
Bu iyi bir savaş değil. | Open Subtitles | إنها ليست حربا طيبه |
Bu bir savaş değil ve onlar da adam değil. | Open Subtitles | تلك ليست معركة و هؤلاء ليسوا رجالا |
Bu fiziksel bir savaş değil. Psikolojik bir savaş. | Open Subtitles | أنّها ليست معركة جسديّة، بل نفسيّة. |
Sonuçta o Kurtarıcı. Tabii ki de Son Savaş, savaş değil. | Open Subtitles | إنّها المخلّصة وبالتأكيد المعركة النهائيّة ليست حرباً |
Bu kişisel bir savaş değil. | Open Subtitles | هذا ليس قتال شخصي |
Hayır, savaş değil. Tefrika... | Open Subtitles | لا، ليس الحرب اقـرأ الموجز |
Çekindiğim şey savaş değil, kardeşim insanlara ilki yaşatacak şeref hasretidir. | Open Subtitles | لم تكن معركة أنا مستاء يا اخي أنه التعطش للمجد يجعل الرجال يقطعون لشرائط |
Bu, bir günde kazanabileceğiniz bir savaş değil. | Open Subtitles | هذا هو ليس حربا يمكنك الفوز في يوم واحد. |
Nick, bu kazanabileceğin bir savaş değil. | Open Subtitles | نيك، هذه ليست المعركة التي كنت ستعمل الفوز. |
Lanet olası kişisel bir savaş değil! | Open Subtitles | ليست حربًا شخصية لعينة |