Bu yönetmeliğe karşı gelerek trene binen ihlâlciler savaş zamanı yasalarınca yargılanacaktır. | Open Subtitles | المخالفين الّذين يعصون عمدًا هذه التعليمة ويركبون القطار سيحاكمون بموجب وقت الحرب. |
savaş zamanı bu resmi talimatları yerine getirmekle yükümlüyüz evlat. | Open Subtitles | لا، ولكنه واجبنا أن نتبع تعليمات الحكومة في وقت الحرب يا بني |
savaş zamanı kişisel duyguların bir kenara bırakılması gerektiğinin farkındayım ancak sizden bir şey rica etmeliyim. | Open Subtitles | أعلم أنه فى وقت الحرب, يجب التجرّد من المشاعر الشخصيه, و لكن أرغب أن أسألك |
Yani savaş zamanı baban, bütün zamanını arkadaşlarıyla geçiriyordu. | Open Subtitles | تعلم ، خلال الحرب أباك اعتاد على قضاء كل وقته مع أصدقائه |
Diğer bir savaş zamanı teknolojisi olan kimyasal patlayıcı amonyum nitrat da aynı zamanda tarımda yeni bir hayat buldu. | TED | تقنية أخرى في زمن الحرب وهي المادة الكيميائية نترات الأمونيوم المتفجرة، وجدت أيضًا حياة جديدة في المزرعة. |
savaş zamanı cephede bile böylesine rastlamamıştım. | Open Subtitles | ولا حين كنت أعمل كممرضة فى الجبهة أثناء الحرب أى حرب كانت ؟ |
savaş zamanı bir Tatar kızıyla tanışmıştım, dün rüyamda onu gördüm. | Open Subtitles | حلمت الليلة الماضية ، عن فتاة من التتار عرفتها في الحرب. |
Yemin altındayken yalan söylediğini ve savaş zamanı görevini ihmal ettiğini itiraf etti. | Open Subtitles | لقد اقر تحت اليمين بالاهمال بالواجب وقت الحرب |
Sadece savaş zamanı, geride asla bir adam bırakmazdık. | Open Subtitles | إن الأمر فقط في وقت الحرب لم نكن لنترك أحداً |
Çünkü... eğer öyle ise o zaman ikiniz de, karineye göre savaş zamanı bir başçavuşa ve teğmene saldırma suçlamasıyla karşı karşıyasınız ve eğer yanılmıyorsam bu gemide ciddi bir ceza gerektirir. | Open Subtitles | .. لآنه بالحقيقة بهذه حالة أنتم الإثنين متهمون بالإعتداء على الرئيس والملازم وإستغلال السلطة خلال وقت الحرب |
Muhafızlar, şantaj ve savaş zamanı hayati hizmetleri aksattığı için bu adamı tutuklayın. | Open Subtitles | أيها الحراس , أعتقلوه لأجل الإبتزاز ومنع الخدمات الحيوية خلال وقت الحرب |
O gün George'un neden işte olmadığını, neden bana gelmek ve savaş zamanı orduya katıldığını söylemek için yolda olduğunu anlamaya çalışıyorum. | Open Subtitles | حاول فهم السبب في عدم وجوده في العمل في ذاك اليوم لماذا كان في طريقه إلى منزلي ليخبرني أنّه سينضم للجيش في وقت الحرب |
Ama savaş zamanı, biz de sizler gibi başka şeylerle ilgili endişeleniyoruz. | Open Subtitles | إن كان يوجد واحد من الأساس ولكن في وقت الحرب .. نحن مثلكم لدينا جميعاً شيء لنقلق عليه |
Zekice. Artık bir savaş zamanı başkanıyım. | Open Subtitles | الأمر رائع ، أنا رئيسة للولايات وقت الحرب |
Mahkemenin karşısında duran mahkum savaş zamanı firar etmekle suçlanmaktadır. | Open Subtitles | هذا السجين الماثل أمام المحكمة مُتهم بالفرار وقت الحرب |
savaş zamanı eve girmek için böyle yapardık. | Open Subtitles | هذا ما سنعتاد عليه حين نعود للمنزل خلال الحرب |
Yemin ederim Amir, savaş zamanı daha iyiydi. | Open Subtitles | أقسم يا امير أن الوضع كان أفضل خلال الحرب |
General Marshall, savaş zamanı askeri lideri idi. | Open Subtitles | هو وزير الخارجية المعين ،حديثًا، الجنرال مارشال القائد العسكري في زمن الحرب |
savaş zamanı bu civarda bir yerde görevliymiş. | Open Subtitles | أعتقد أنه قد تمركز فى الجوار أثناء الحرب |
Temel olarak çan odası, savaş zamanı, hava saldırısı sırasında bir uyarıydı. | Open Subtitles | بُنيت حجرة الجرس أساساً على نوعية الإنذار الخلفي للغارات الجوية في الحرب. |
Küçük hanım savaş zamanı bulduğumuz en ufak masum zevklerin bile tadına varmak zorundayızdır. | Open Subtitles | سيدتي في أوقات الحرب يجب علينا جعل الأبرياء الصغار سعداء إلى حدّ ما |
savaş zamanı yaklaşıyor. | Open Subtitles | اقترب وقت المعركة |
Şu anda savaş zamanı, şaşalı kutlamaların zamanı değil. | Open Subtitles | ،إنه وقت حرب الآن وليس وقت للاحتفاءات الكبيرة |
savaş zamanı, kadınlar için kötü olur. Yakında yeni bir savaş çıkacak. | Open Subtitles | اثناء الحرب الأسوأ يحدث للمرأة وقريبًا ، سوف تكون هناك حربٌ اخرى |