Senin tutucu ve savunmacı içgüdülerini anlıyorum. | Open Subtitles | الجميع يعرف اتفهم غريزة . الإحتماء والتصرف بطريقة دفاعية |
Bu yüzden İslam dünyasının özgürlükçü fikirlerinde çok keskin bir düşüş gözlenmiştir. Ortaya çıkan, daha savunmacı, katı, tepkisel gerilim, Arap sosyalizmine, Arap milliyetçiliğine ve sonunda da İslamcı ideolojiye yol açmıştır. | TED | وهذا قد قوض بصورة كبيرة الافكار الليبرالية في العالم الاسلامي وما ترونه اليوم هو عبارة عن مفاهيم دفاعية صلبة رجعية قادت إلى الإشتراكية العربية .. والقومية العربية وشكلت في نهاية المطاف الايديولوجية الاسلامية اليوم |
Sonuç olarak, gayet savunmacı bir moddaki bu tek-hedef odaklı hareket, insan türünün gerçek hedefleriyle örtüşmüyor. Karşı karşıya kaldığımız sorun aslında bu. | TED | هذا التفكيرِ الذاتي الذي قامت به الآلة، بطريقة دفاعية محضة للدفاع عن هدف، لا يتوافقُ مع الأهداف الحقيقية للجنس البشري -- هذه هي مشكلتنا التي نواجهها. |
Çünkü kızına savunmacı sürücülüğü öğretiyor. | Open Subtitles | لانه كان يعلمها قياده السياره بإسلوب دفاعي. |
Yönetmen biraz savunmacı davranıyor ama sanırım bu bizi yakınlaştırabilir. | Open Subtitles | حسناً ، فالمخرج دفاعياً نوعاً ما لكنني أعتقد بأن ذلك سيّقربنا أكثر |
- Tek yaptığı savunmacı davranmak. | Open Subtitles | هي فقط تتصرف بدفاعية |
Bir şeyler dediğimde ise çok savunmacı oluyor. | Open Subtitles | وإذا قلت أي شيء فانه يصبح دفاعيا للغاية |
- savunmacı! - Avlanıyordum. | Open Subtitles | دفاعية أنا كنت أصطاد |
- Ben savunmacı değilim. | Open Subtitles | أنا لستُ دفاعية! |
Netleştirici bir üslup. savunmacı. | Open Subtitles | -لغة توضيح ، دفاعية . |
savunmacı. | Open Subtitles | أنتِ دفاعية. |
Duke Üniversitesi'ndeki sinirbilimci ve psikolog Mark Leary ile meslektaşları, araştırmacıların entelektüel alçak gönüllülük olarak adlandırdığı şeyi uygulayabilen insanların -ki bu bir beceri- geniş bir yelpazedeki bulguları değerlendirmede daha becerili, bunu yaparken daha tarafsız ve aykırı bir bulguyla karşılaştıklarında daha az savunmacı olduklarını keşfetti. | TED | إن عالِم الأعصاب وعلم النفس (مارك ليري) في جامعة (Duke) وزملاءه وجدوا أن الناس القادرين على ممارسة... وإنها مهارة... ما سماها هؤلاء الباحثون فضيلة التواضع الفكري أكثر مقدرةً على تقييم مجموعة كبيرة من الأدلة، وأكثر موضوعية عندما يقومون بذلك، ويصبحون أقل دفاعية عندما يواجهون بأدلة معارضة. |
Ama sen de biraz savunmacı davrandığını itiraf et. | Open Subtitles | لكن أقلّ أنت يُمْكِنُ أَنْ تَعترفُ الذي ربما أنت كُنْتَ دفاعي نوعاً ما. [أَزيز] |
Bilim oldukça iyi bir şekilde adaletin neden iyi olduğunu ve adaletsizliğin bizi neden savunmacı yaptığını açıklıyor, ama bilim aynı zamanda adil bir ortamda sadece kare olmayı değil, kare olma eğilimi gösterdiğimizi ve bunun da diğer insanlara adil bir fırsat sağladığını gösteriyor. | TED | لذلك يشرحُ العلم بشكل جميل لماذا الإنصاف جيد ولماذا يجعلنا الإجحاف في موقفٍ دفاعي حقًا، ولكن يبينُ العلم أيضًا أن البيئة المُنصفة، ليست فقط تجعلنا أن نرغب لنكون لطيفين، ولكن نميلُ لنكون كذلك. ويسمحُ هذا للآخرين أن يكونوا منصفين بالمقابل. |
Kendimden daha savunmacı biriyle karşılaşacağımı hiç düşünmemiştim. | Open Subtitles | لم أحسب يوماً بأنني سأقابل شخصاً دفاعياً أكثر مني. |
Masum bir adam için çok savunmacı takınıyorsun. - Her şeyi cevaplayacağım. | Open Subtitles | -أنت تتصرف بدفاعية كبيرة لرجل بريئ . |
"daha savunmacı yaptığına inanıyorum. | Open Subtitles | "جعله دفاعيا أكثر من أي وقت مضى" |