Misafir sayısı kadar doğum günü tatlısı siparişi de verdim. | Open Subtitles | حتى أنني طلبت أن يكون كعك عيد الميلاد بعدد الضيوف |
Her defasında anneannem Arapça bazı kelimeler mırıldanır daha sonra da kırmızı bir elmaya yok etmek istediği siğil sayısı kadar gül dikeni saplardı. | TED | وفي كل مرة, كانت جدتي تمتمم بكلمات عربية, وتأخذ تفاحة حمراء ثم تقوم بطعنها بعدد من أشواك الزهور يساوي عدد الثآليل التي تريد نزعها. |
Adadaki mahkum sayısı kadar gün geçene dek herhangi bir mahkum, kendisinin de o yeşil gözlü kişiler arasında olup olmadığını bilmez. | TED | ولكن الشيء الذي لايعلمه السجناء السابقون بأنهم إن كانو هم أنفسهم من الأشخاص ذوي العيون الخضراء الذين يتتبعونهم البقية حتى تمر الليالي بعدد هؤلاء السجناء |
Geçen akşam bize atlayan adamların sayısı kadar. | Open Subtitles | و هو العدد نفسه من الرجال الذي هاجمنا الليلة الماضية |
Skyler dahil plajdaki adamların sayısı kadar. | Open Subtitles | بما فيهم سكايلر و هو العدد نفسه من الرجال على الشاطئ اليوم |
Gökyüzündeki yıldız sayısı kadar insan ölmüş. | Open Subtitles | قتل رجال بعدد النجوم التي في السماء |
Bu zamana kadar, günümüzdeki orangutan sayısı kadar... ..az sayıda insan kaldı. | Open Subtitles | بحلول ذلك الوقت كان هناك قلة من البشر ما زالت حية بعدد ما تبقى من قردة (الاوتان -البرتقالي) حاليا |
ki, bu yollar, insanların sayısı kadar çeşitlidir. Peki, bunun anlamı nedir? | Open Subtitles | و هي كثيرة جدا بعدد البشر |