Sayit'le ilgili şüphelerim vardı ama göz ardı ettim. | Open Subtitles | كان لي شكوكي في سعيد ولكني سمحت لهم بالاتفاق |
Sayit Birleşik Devletler'e gidecekti. Bunları da göndermesini istedim. | Open Subtitles | سعيد كان ذاهبا الى الولاية قلت له أن يضعها في البريد "ASH" |
Sayit, Gitmo'ya 23 Nisan'da geldi. | Open Subtitles | سعيد التحق في غوانتانامو في 23 من ابريل "ASH" |
Küba'da tercümanmış. Astsubay Halil Sayit. | Open Subtitles | الضابط درجة ثانية خليل سعيد "ASH" |
Sayit'in elbiselerinin üstündeki parfüm Escada. | Open Subtitles | نوع العطر على ملابس سعيد اسكادا "ASH" |
Sayit izne çıktı ve ABD'ye gitti. Ben bunu yazdıktan hemen sonra. | Open Subtitles | سعيد أخذ اجازة في اليوم التالي "ASH" |
Sayit öldüğü zaman midesinde olan sert cisimler bunlardı. | Open Subtitles | كانت هذه في معدة سعيد عندما مات "ASH" |
Zümrütleri, Sayit'in buradan çıkardığı gibi içeri soktu. | Open Subtitles | لقد حصل عليها سعيد بنفس الطريقة "ASH" |
Sayit öldü. | Open Subtitles | سعيد لقد مات "ASH" |
Sayit iyi bir insandı. | Open Subtitles | سعيد كان رجلا جيدا "ASH" |
Sayit'te Paula'nın anahtarı varmış. | Open Subtitles | سعيد يملك مفتاح شـقتها "ASH" |
Sayit çalmış olabilir. | Open Subtitles | سعيد بامكانه سرقته "ASH" |
Sayit'in bilgisayarından. | Open Subtitles | انه من كمبيوتر سعيد "ASH" |
Sayit. | Open Subtitles | سعيد |