Gerçek öykü ile bir balık ve nikah yüzüğü içeren abartılı olanı arasında seçim yapmak zorunda kalsam abartılı olanı seçerdim. | Open Subtitles | وأنا أفترض انه إذا كان لا بدّ أن أختار بين الرواية الحقيقية وبين تلك التي تحتوي علي حبكة مثيرة حول سمكة وخاتم زواج فقد أختار الرواية المبهرجة |
Gerçek öykü ile bir balık ve nikah yüzüğü içeren abartılı olanı arasında seçim yapmak zorunda kalsam abartılı olanı seçerdim. | Open Subtitles | وأنا أفترض انه إذا كان لا بدّ أن أختار بين الرواية الحقيقية وبين تلك التي تحتوي علي حبكة مثيرة حول سمكة وخاتم زواج فقد أختار الرواية المبهرجة |
Eğer gerçek aşkı ve klima arasında seçim yapmak zorunda eğer Ama ben bir no-beyin olduğunu söyleyebilirim. | Open Subtitles | ولكن إذا كان عليكِ أن تختاري بين الحب الحقيقي و التكييف سأقول إنه لا يستحق التفكير |
Ama seçim yapmak zorunda değilsin. | Open Subtitles | لَكنَّ ليس عليكِ أن تختاري |
Sen ve Aşağı Dünya arasında seçim yapmak zorunda olduğumu düşünmüştüm ama değilim. | Open Subtitles | ظننت أن علي أن أختار بينك وبين العالم السفلي ولكنني لم أفعل |
Bunu daha önce söylemişti, seçim yapmak zorunda olduğumu. | Open Subtitles | أخبرتني من قبل أن علي أن أختار |
...aslında o kadar da iyi değil, çünkü benimle, yazmak arasında seçim yapmak zorunda kalsa, muhtemelen yazmayı seçerdi. | Open Subtitles | هذا ليس رائع جداً, في الواقع لأنه لو كان عليها الإختيار بيني وبين الكتابة هي على الأرجح ستختار الكتابة |
Ama eğer bir seçim yapmak zorunda kalırsan yaptığın seçimle yaşayabileceğinden emin ol. | Open Subtitles | لكن إذا كان عليك أن تختار تأكد أنه خيار تستطيع الحياة به |
Örneğin, yaşlı bir akrabanızın ameliyatı için iki hastane arasında seçim yapmak zorunda olduğunuzu düşünün. | TED | على سبيل المثال: تخيل أن عليك الاختيار بين مستشفيين من أجل عملية لقريبتك الكبيرة في السن |
Eğer Katedral'deki fahişeler ve ülkenin bombalanması arasında seçim yapmak zorunda olsaydım bu kadınlara ebediyen minnettar kalırdım. | Open Subtitles | إذا كان علي أن أختار مابين (العاهرات في (الكاتدرائية أو التفجيرات في الدولة سأكون مُمتنًا للأبد لـ هؤلاء النساء |
Bir seçim yapmak zorunda. | Open Subtitles | كان عليها الإختيار |
Addison, çocuk ve Sam arasında seçim yapmak zorunda kaldı, şimdi ikisine de sahip değil. | Open Subtitles | (آديسون) كان عليها الإختيار بين (سام) أو الإنجاب ولا تملك أي منهما الآن |
Dostum, bizimle solo çalışman arasında seçim yapmak zorunda değilsin. | Open Subtitles | ليس عليك أن تختار بيننا و بين عروضك المنفردة يا صاح |
Eğer iyi bir arkadaşla, kızınız için en iyisi arasında bir seçim yapmak zorunda kalsaydınız siz de bir baba olacaksınız bu durumda ne yapardınız? | Open Subtitles | واط... إذا كان عليك أن تختار بين صديق جيد والقيام بما هو أفضل لابنتك... |
Ancak kanunlara uymak ile kendinizi ve ailenizi beslemek arasında seçim yapmak zorunda kalırsanız işi yine de yapacaksınız ve riski alacaksınız. | TED | لكن إذا كنت مجبرا على الاختيار ما بين إطاعة القوانين وإطعام نفسك أو عائلتك، ستقوم بالعمل على أي حال، وستجازف. |
Eğitim veya evlenme arasında seçim yapmak zorunda kalan çocuklarla tanıştım. | TED | عملت مع الأطفال اللذين كان عليهم الاختيار بين حصولهم على تعليم أو إرغامهم على الزواج. |