Ahlaksızlığının ve rezil notlarının sebebinin görme bozukluğu olması mümkün mü? | Open Subtitles | هل من المحتمل أن سوء سلوكك وتدنّي درجاتك سببه نقص في البصر؟ |
Wilson ve Penzias bunun tek sebebinin gökyüzünün başka bir yerinden gelen kozmik bir olayın yankısı olabileceği olduğunu fark ettiler. | Open Subtitles | أدرك بنزياس و ويلسن أن السبب الوحيد لمجيء شيء من كافة أنحاء السماء كونه في الواقع صدى خافت لحدث كونيّ ضخم |
Hart-Mercer mallarının bu gevşek pazar sektöründe hala güçlü olmasının sebebinin Dynax olduğunun muhtemelen farkındasınız. | Open Subtitles | وكما تعلمون .. فإن السبب في نجاح منتجات شركتنا واستمرار منافستها بقوة في السوق الحالي |
- Sus Casey! Bana, bu kadar yoğun çalışmanın sebebinin üzerindeki baskı olduğunu söylemiştin. | Open Subtitles | أخبرني بأَن هذا الحب مجنون هو السبب وراء عملك بجدّ |
Üzgünüm Bay Rose ölüm sebebinin doğal olduğunu söylemem kesin olarak mümkün değil. | Open Subtitles | أنا آسف سيد روز لكني لا أستطيع الجزم بشكل قاطع أن سبب الوفاة كان طبيعياً |
Aramızdaki gerilimin sebebinin, senin hatandan... kaynaklandığını söylediği için sevmiyorsun. | Open Subtitles | أنت لا تحبينه لأنه يقول أن كل التوتر بيننا سببه أنت |
Yetkililer patlamanın verdiği zararı henüz açıklamasa da yangının sebebinin, soğutma sistemlerinde çıkan bir arıza olduğu tahmin ediliyor. | Open Subtitles | المسؤولون لا يعرفون سبب الانفجار و لكنهم يعتقدون أن عطلاً في نظام التبريد قد يكون سببه |
Bugün ortaya çıkmamın tek sebebinin babanı korumaya çalışmak olduğunu bilmen gerek. | Open Subtitles | أريدكِ أن تعلمي أنّ السبب الوحيد لظهوري اليوم هو محاولة حماية والدكِ. |
Bu bölgeyi istemendeki tek sebebinin zengin maden yataklarımız olduğunu da biliyorum. | Open Subtitles | أعرف السبب الوحيد الذي تريدين به هذا الأقليم لأنه غني بالمواد الخام |
- Saçmalık. Patrick'in kız kardeşimi öldürdüğünü ve sebebinin de sen olduğunu biliyorsun. | Open Subtitles | تعرفين ان باتريك قتل اختي وأنك كنتي السبب في ذلك |
Polis olmanın sebebinin annenin cinayeti olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | أعلم أنّ مقتل أمّك هُو السبب في غدوّكِ شرطيّة. |
Ama sonra, seni aklımdan çıkaramamamın sebebinin çıkarmak istemediğimin olduğunu fark ettim. | Open Subtitles | وبعدها عرفت السبب وراء عدم قدرتي على التفكير بك. وهو أنني لم أرد ذلك. |
En başından beri beni takip etmelerinin sebebinin sen olman harici. | Open Subtitles | إلا أنك السبب وراء ملاحقتي في المقام الأول |
Olay Yeri İnceleme, ölüm sebebinin bir nesneyle boğulmak olduğunu düşünüyor. Bu diğer kurbanlarla da tutarlılık gösteriyor. | Open Subtitles | محققي مشهد الجريمة يعتقدوا أن سبب الموت هو الخنق برباط وهو ما يتسق مع باقي الضحايا |
Bazı çevrelerde, Cylonların bu kadar uzun süre uslu durmalarının sebebinin bir savaş makinesi yapıyor oldukları konuşuluyordu. | Open Subtitles | لقد كانت توجد نظريات فى بعض اللجان أن سبب بقاء السيلونز مُستقرين لفترة طويلة للغاية كان بسبب بناؤهم لألة الحرب |
Ve sebebinin siyahi olmamdan, kaynaklandığını anlamam altı ay sürdü. | Open Subtitles | واستغرقتُ ستة أشهر لأدرك أن السبب الفعلي هو أنني سوداء. |
Alex'in siste hayatta kalmasının sebebinin sisin onun bir parçası olması olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | تقول أن السبب الوحيد لنجاة أليكس من الضباب لأنها جزء منهُ، لأنهم متصلون. |
- Ceset, ölüm sebebinin intihar olduğunu doğrulamak üzere tetkik hakimine gönderildi. | Open Subtitles | تم نقل جثته إلى مكتب تحقيق الوفيات بالعاصمة ومن المتوقع أن يفيد التشريح المبدئي بأن وفاته كانت انتحارا |
Bayan Hallet'in bizi bu kasabaya kabul etmesinin tek sebebinin babamın şiirleri olduğundan şüpheleniyorum. | Open Subtitles | انا أتوقع ان السبب الوحيد ان السيده هيلت جعلتنا فى قريتها انه بسبب ان أبى شاعر |
Kalp kırıklığı öylesine ciddi bir duygusal acıya sebep oluyor ki aklımız bize sebebinin de aynı ölçüde ciddi olması gerektiğini söylüyor. | TED | يُحدث تحطم القلب ألمًا عاطفيًا حادًا، وتقول لنا عقولنا بأن السبب يجبُ أن يكون حادًا بالتساوي. |
Silah sesini duymama sebebinin silahın susturulmuş olması gerçeği dışında. | Open Subtitles | عدا أن سبب عدم سماعك أي شيء هو أن الطلقة النارية كانت مكتومة |