Bu tehlikeli likör... güçlü koku halüsinasyonlarına... cinsiyet karmaşasına ve yolunu şaşıran bir ağıza sebep oluyordu. | Open Subtitles | الآثار المسكّرة الضارة سبّبت ،حاسّة الشمّ القوية الهلوسة ،خلط الأجناس وشرود الفمّ |
Bilim adamları keşfettiler ki bu uzay parçacıkları ölü bedenlerin canlanmasına sebep oluyordu. | Open Subtitles | إكتشف العلماء أن تلك الجزيئات الفضائيّة سبّبت إعادة التحوّل في الاجساد الميّتة " الزومبيز " المترجم: |
Bu sorun evliliklerinde büyük gerilime sebep oluyordu... ve bu durum da Sun 'ı başka bir adamın kollarına itti. | Open Subtitles | "سبّبت هذه المشكلة وطأةً عظيمةً بزواجهما وساقت (صن) بالنهاية لذراعي رجل آخر" |
Camdan yansıyan güneş Wilshire'da kafa kafaya çarpışmalara sebep oluyordu. | Open Subtitles | إنعكاس الشمس كان يسبب الإصطدامات المباشرة. |
Aramızda ayrıma sebep oluyordu. | Open Subtitles | لأنه كان يسبب أنقسام بيننا |