Düşünmek istemediğim sebeplerden ötürü fahişeliği yasallaştırmak istiyor. | Open Subtitles | التي لاسباب لا اود ان افكر بها تريد مني ان اشرع الدعارة |
Çünkü bazen insanlar, bazı şeyleri karmaşık sebeplerden ötürü yaparlar. | Open Subtitles | لان الناس احينا تفعل اشيائا لاسباب معقدة |
Parayı böyle yüce sebeplerden ötürü istediğini öğrenince daha çok üzüldüm. | Open Subtitles | تعرفين,خاصة أنه الان اعرف انك أردت أن تستخدمي المال لأسباب نبيلة |
Çok farklı sebeplerden ötürü yazılmışlardı | TED | سجلوا لمجموعة كاملة من الأسباب المختلفة. |
Yani muhtemel hala bilirsiniz işte ama bu gece romantik sebeplerden ötürü olacak. | Open Subtitles | أقصد بأننا سنظلّ نُحاول، لكن هذه الليلة سيكون لأسبابٍ رومانسيّة. |
Saçma müdahalelere karşı koyamayan insanlar genelde yanlış sebeplerden ötürü ayık kalmaya çalışır. | Open Subtitles | محيطهم يؤثر عليهم، ثم يحاولون الاعتدال لدوافع ليست في محلها |
Bu ve diğer sebeplerden ötürü bu davadaki kaçırılma olayının paravan olduğuna inanıyoruz. | Open Subtitles | إذن لذلك ولأسباب أخرى ، نعتقد أنّ الإختطاف في هذه القضيّة عبارة عن تظاهر |
Yanlış düşünüyordu, bazı insanlar dikkate alıyordu, ancak farklı sebeplerden ötürü. | TED | و قد كان على خطأ، بعض الناس كانوا منتبهين و لكن للأسباب الخطأ |
Bazı sebeplerden ötürü üzerinde çok araştırma yapılmadı ama bir makalede Blutbadlar'da hastalığın nesilden nesile geçmesini sağlayan bir virüs olduğunu okumuştum. | Open Subtitles | حسنا لا يوجد الكثير من الابحاث عن الامر لاسباب واضحة ولكن اتذكر قراءه الطفره الجنيه التي انتقلت الي البلوتباد |
Bazen insanlar, bazı şeyleri karmaşık sebeplerden ötürü yaparlar. | Open Subtitles | احيانا... يفعل الناس اشياء خاطئة لاسباب معقدة. |
Yanlış sebeplerden ötürü evlendim. | Open Subtitles | تزوجت لاسباب خاطئة |
hergün 25.000 çocuk tam anlamıyla engellenmesi mümkün sebeplerden ötürü ölüyor. | TED | أنه، كل يوم، يموت 25,000 طفل لأسباب يمكن تماما تجنبها. |
Artık hatırlayamadığım sebeplerden ötürü o amblemi istiyorum. | Open Subtitles | شعار السيارة الذي أريده بشدة لأسباب لا يمكنني تذكرها |
Ve bu adam da doğal sebeplerden ötürü ölmüş. | Open Subtitles | وهذا واحد، توفي هذا الرجل لأسباب طبيعية. |
Bu sebeplerden ötürü, temiz bir ayrılık olsun istedim. | Open Subtitles | ،و.. لكل هذه الأسباب .أفضل أن ننفصل بطريقة لبقة |
İspanya'nın kuzeyindeki çok küçük bir şehir, çok ünlü olmak üzere ama hep yanlış sebeplerden ötürü. | Open Subtitles | بلدة صغيرة في شمال إسبانيا توشك أن تصبح مشهورة جدا لكن لكل الأسباب الخاطئة |
Sana söylediğim sebeplerden ötürü. | Open Subtitles | بسبب كل الأسباب التي أخبرتك بها. |
Ancak anlayamadığım sebeplerden ötürü, üzerimde etkisi çok oldu. | Open Subtitles | ولكن لأسبابٍ خارج إرادتي، علق بعضها في ذهني. |
Hepimiz buraya doğru olmayan sebeplerden ötürü mü geldik? | Open Subtitles | هل جئنا إلى هنا لأسبابٍ واهية ؟ |
Ama bu bağışı başka sebeplerden ötürü yaptığınızı düşünenlerin de olduğunun farkındasınızdır eminim. | Open Subtitles | ولكن أنا متأكد أنّكَ تعرف أنّ هنالك" "أناس يروجون لدوافع آخرى |
Ayrıntılara girmeyeceğim. Ama şahsi sebeplerden ötürü şirketten ayrılmaya karar verdim. | Open Subtitles | ولن أدخل في التفاصيل، ولكن ولأسباب شخصية، قررتُ ترك الشركة |
Açıklaması zor olan bazı sebeplerden ötürü yanlış gelir. | TED | وقد نخطئ إذا تطرقنا للأسباب التي يصعب علينا تعليلها. |