SECNAV uygun durumda. Sizin için de uygunsa bugün başlamak istiyorum. - Ya uygun değilse? | Open Subtitles | وزير البحرية قلق، أود أن أبدأ اليوم إذا كان يناسبك ذلك. |
Yaralandığımdan beri SECNAV'ın gözü üzerimizde. | Open Subtitles | منذ أن أصبت و نحن تحت مراقبة وزير البحرية. |
Bugün SECNAV'ın nerede olacağını bilen, bir sürü mutsuz iş ortağınız vardı. | Open Subtitles | العديد من جماعتك التعساء عرفوا بالتحديد أين سيكون وزير البحرية اليوم. |
SECNAV'ın emirlerini uyguluyorum. | Open Subtitles | أنا أتبع الأوامر المباشرة من سكرتير البحرية |
SECNAV bu işe neden karıştı? | Open Subtitles | هل يعرف سكرتير البحرية بهذا الشأن؟ |
SECNAV patlayıcı stoğunda sorun olmadığına dair güvence istiyor. | Open Subtitles | إنَّ وزيرةُ البحريةَ ترغبُ بإثباتٍ ينصُ أنَّهُ لا خَطبٌ بمكوناتِ المتفجرات |
- SECNAV'ın çevreci planı adamı mahvetmiş. | Open Subtitles | و خطة وزير البحرية المحافظة دمرت هذا الرجل. يبدو بالنسبة لي كأنه دافع. |
- İşte bu iyi. Çünkü SECNAV beni davayı çözmekle görevlendirdi. | Open Subtitles | جيد، لأن وزير البحرية أوكل إليّ مهمة |
SECNAV'da amcan olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | أنا أعلم أن عمك هو وزير البحرية |
Az önce SECNAV'la konuştum. | Open Subtitles | لقد أنهيت للتو مكالمة مع وزير البحرية. |
Aynı gün SECNAV, donanmanın gemi ve denizaltı yapımında çevreyi kirletmeyen alternatif madde kullanma girişimini bırakmasını isteyen bir mektup aldı.. | Open Subtitles | في نفس اليوم، تلقى وزير البحرية خطاب تهديد مطالباً إياه بمنع نشاطات مبادرة البحرية لطلب بناء غواصات و سفن بمواد بديلة أخف وزناً. |
- Donanma Bakanınız gibi. - SECNAV, evet. | Open Subtitles | مثل وزير البحرية وزير بحريتنا، أجل |
Biz ilgileniriz. SECNAV takım değerlendirmesini bekliyor Gibbs. | Open Subtitles | وزير البحرية ينتظر هذا التقييم للفريق، يا (غيبز). |
Bir saat sonra SECNAV'a brifing vereceğim. | Open Subtitles | سأطّلع سكرتير البحرية في خلال ساعة |
Yost, SECNAV'a itiraf mektubu yazdı. | Open Subtitles | لقد إعترف (يوست) في خطاباً إلى سكرتير البحرية |
SECNAV'a, eski denizci Onbaşı est Yost'ta, ertelenmiş stres sendromu olduğunu söyleyeceğim. | Open Subtitles | سأخبر سكرتير البحرية أن العريف السابق إرنست يوست) يعاني من متلازمة) ضغط متأخرة |
SECNAV bunun nefret suçu olmadığından emin olmamızı istiyor. | Open Subtitles | إنَّ "وزيرةُ البحريةَ" ترغبُ بالتأكدِ بأنَّ هذهِ ليستْ جريمةً تنمُ عن الكَراهيةُ |
Sonra SECNAV, Beyaz Saray'ı arayacak onlar da Hellfire füzeleriyle virüsü yakmak için F-35'leri kaldıracaklar. | Open Subtitles | ومن ثم ستتصلُ (وزارةَ البحريةَ) بـ (الـبـيـت الأبـيـض ) ومن ثمَّ سيتصلون بفرقةِ (الإندفاع إف ٣٥) حتى يحولوا ذلكـَ الفيروسَ إلى رمادٍ بواسطةِ صواريخهم الجحيميّة |