Ve sen burada koridorda koca dudaklı yirmi sekiz yaşında bir ponpon kız ile oturuyorsun. | Open Subtitles | وأنت جالس هنا عند المدخل مع رئيسة مشجعين في الثامنة والعشرين من عمرها ذات شفة سمينة |
Evet, bir oğlum ve sekiz yaşında bir torunum var. | Open Subtitles | نعم يا سيدي.. لدي ابن ولدي حفيد في الثامنة من عمره |
Bu, sekiz yaşında bir çocuğun endişesi mi yoksa..., ...başka dünyalardan birileri miydi? | Open Subtitles | هل بالفعل هم مجرد أطفال في الثامنة من عمرهم ؟ أم هناك قوى أخرى في هذا العالم تعمل هنا ؟ |
Arkansas'ın ortasındayım, ve az önce sekiz yaşında bir çocuk beni okudu. | Open Subtitles | إني في منتصف آركانساس وطفلة بعمر ثمانية سنوات كشفتني |
Hastam Bay Fremont'a ait. sekiz yaşında bir oğlu var. | Open Subtitles | إنّه السيّد (فريمونت), مريض لي ابنه بعمر ثمانية سنوات |
Sonra, sekiz yaşında bir çocuk, "Niye uçmak istemiyorsun ki?" | TED | وبعدها, قال لي طفل في الثامنة "ولماذا لا تودين الطيران أيضا" ؟ |
Ve sen burada koridorda koca dudaklı yirmi sekiz yaşında bir ponpon kız ile oturuyorsun. | Open Subtitles | وأنت جالس هنا عند المدخل مع رئيسة مشجعين في الثامنة والعشرين منعمرها ... .. |
Önceden karnını kesip açsanız, bir araba plakası, bir lastik ve sekiz yaşında bir çocuk çıkacak diye şaka yapardım. | Open Subtitles | ألقيت نكته بأنك ... لو فتحت بطنه لوجدت إطارات سيارة وطفل في الثامنة |
Neden bana bunları sanki sekiz yaşında bir çocukmuşum gibi anlatmıyorsun. | Open Subtitles | لم لا تشرح هذا لي كأنّني طفل في الثامنة |
Meddenham Wells'de yatılı okuyan sekiz yaşında bir oğlum var, Müfettiş. | Open Subtitles | لدي ابن في الثامنة من العمر (يدرس في (ميدنهايم ويلز |
sekiz yaşında bir erkek çocuk. | Open Subtitles | صبي في الثامنة من عمره |
sekiz yaşında bir çocuktu. | Open Subtitles | لقد كان صبيا في الثامنة |
- O sekiz yaşında bir çocuk. | Open Subtitles | - أنها طفلة في الثامنة من عمرها |
Bir de sekiz yaşında bir çocuk var, Jordan. | Open Subtitles | وهناك طفل في الثامنة من العمر (جوردن) |