Üvey annem, o zamanlar babamın sekreteriydi, kahvesine uyku ilacı koydu ve onu göldeki kayığa bindirdi. | Open Subtitles | أعتقد بأن زوجة أبي كانت سكرتيرة أبي وضعت حبوب منومة في القهوة فحملتها خارجا في البحيرة على القارب |
Gilbert'in sekreteriydi ve Winther'le olan ilişkisini biliyordu. | Open Subtitles | كانت سكرتيرة جيلبرت وتعرف بتعامله مع وينتر |
Dişçimin sekreteriydi. | Open Subtitles | كانت سكرتيرة في مكتب طبيب الأسنان الذي أرتاد إليه |
O önemsiz biriydi. - Birinin sekreteriydi. | Open Subtitles | -لم يكن شخصاً مهماً, لقد كان سكرتير أحدهم |
Brandt, Bettmann'ın sekreteriydi. Onun için bir evlat gibiydi. | Open Subtitles | (براند) كان سكرتير (بيتمان) بمثابة ابن له |
- Evet, sonra da annem. sekreteriydi. | Open Subtitles | نعم ،ثم أمى السكرتيرة الخاصة به |
Lübnan'daki yaşlı kadın mı? O kadın yabancılar ofisinin bir sekreteriydi. Washington'a giden kabloları kendi gözleriyle görmüştü. | Open Subtitles | كانت سكرتيرة في وزارة الخارجية لقد رأت الكابلات لواشنطن بعيناها |
Christiana, BM, İklim Değişikliği Çerçeve Anlaşması yönetici sekreteriydi. ve bu nedenle BM'nin sonradan Paris Anlaşması olacak noktaya ulaşmasında baş sorumluydu. | TED | كريستيانا كانت سكرتيرة تنفيذية لإطار عمل الأمم المتحدة الخاص بمعاهدة تغير المناخ، ومنصب كهذا يحملها مسؤولية كلية من أجل أن تبلغ الأمم المتحدة ما سيكون من اتفاقية باريس فيما بعد. |
Evet. Gina, Jeff'in sekreteriydi. | Open Subtitles | "نعم, "جينا" كانت سكرتيرة "جيف |
Lydia Davis babamın sekreteriydi. | Open Subtitles | ليديا دايفيس) كانت سكرتيرة أبي) |
Caspere'ın sekreteriydi. | Open Subtitles | كانت سكرتيرة (كاسبر) |
Benim babam, Urallar'da parti yerel sekreteriydi. | Open Subtitles | والدي كان سكرتير الحزب في منطقة (الأورال)ـ |
- Evet, sonra da annem. sekreteriydi. | Open Subtitles | نعم ،ثم أمى السكرتيرة الخاصة به |