Fotokopi makinesini onarmaya çalışan, ama onaramayan bir çocuğu oynuyordum çünkü makinenin üzerinde seks yapan insanlar vardı. | Open Subtitles | لقد كنت في دور الشخص الذي يصلح ماكينة التصوير و لكنني لم أستطع تصليحه لأن كان هناك أشخاص يمارسون الجنس عليها |
Bilirsin bu eşleri varken başkalarıyla seks yapan yaşlı kurtlar. | Open Subtitles | بالنسبة لي، سأراقب هؤلاء المسنين يمارسون الجنس مع زوجاتهم سأصورهم حتي |
Oraya gidip ucuz içkiyle sarhoş olmak ve sonra da eşeklerle seks yapan kadınları izlemek istedi. | Open Subtitles | أردت الذهاب والسكر على خمرة رخيصة ومشاهدة نساء يمارسون الجنس مع الحمير |
Düğününü iptal ettikten 30 saniye sonra başka bir kızla seks yapan bir erkeğe ne diyebilirsin ki sonuçta? | Open Subtitles | ماذا جعل للرجل أن يدعو من زفافه ومن ثم تمارس الجنس مع فتاة أخرى 30 ثانية في وقت لاحق. |
Feromon sayfası beni seks yapan bir deniz kestanesinin videosuna götürdü. | TED | والآن أخذتني صفحة الفيرمونات إلى فيديو لقنفذ البحر يمارس الجنس |
Elimizde yetişkin olmadıkları halde seks yapan iki çocuk var. | Open Subtitles | أنت عندك طفلان يمارسان الجنس قبل هم بالغون بما فيه الكفاية للمعرفة كيفية التعامل معه. |
Senin gibi bir çok kadınla seks yapan biri için bu çok doğal olabilir. | Open Subtitles | -ها نحن نبدأ هذا الرجل الذى قد مارس الجنس مع العديد من النساء وهو جيد فى الكذب حول ذلك |
Bütün gün seks yapan insanları izliyorsun. | Open Subtitles | إنّكِ تشاهدين الناس وهم يمارسون الجنس طوال اليوم. |
Bir de heteroseksüel çizgiyi aşan kadın ve erkekler var, hemcinsleriyle seks yapan ya da farklı bir kimliğe sahip olan... | TED | وثم هناك رجال ونساء يتجاوزون خط الجنس الآخر , الذين يمارسون الجنس مع أمثالهم , أو الذين يحملون هوية جنسية مختلفة . |
O zaman bu ülkede gerçekten seks yapan çok insan var bacağı olmayan insanlarla. | Open Subtitles | إذاً فهنالك عدداً هائلاً من الناس يمارسون الجنس... مع مبتوري الأعضاء... |
seks yapan yabancıları izliyorlar. | Open Subtitles | مشاهدة بعض الغرباء يمارسون الجنس |
seks yapan yabancıları izliyorlar. | Open Subtitles | مشاهدة بعض الغرباء يمارسون الجنس |
Ve bugün dinlenme odasındaki bluzumu çıkarışım dinleme odasında seks yapan kişiler için yapılan espriler gibiydi. | Open Subtitles | وخلع القميص في غرفة المناوبة... تلك كانت، حقا، نكتة عن الأشخاص الذين يمارسون الجنس في غرفة المناوبة. |
- Yatağında seks yapan yabancılar var. | Open Subtitles | هناك غرباء يمارسون الجنس على سريرك... |
İnsanlar ve bonobolar yüz yüze seks yapan yegane hayvanlardır, ikisi de hayattayken... | TED | بنو البشر والبونوبو هما الحيوانات الوحيدة التي تمارس الجنس وجها لوجه وعندما يكون كل منهما على قيد الحياة |
Kadınlarla seks yapan veya çocuk istemeyen kadınların varlıklarını kabullenmeyi bile reddediyoruz. | TED | إننا نرفض فكرة وجود امرأة تمارس الجنس مع امرأة أو امرأة ليس لديها رغبة في الإنجاب. |
Su pompasıyla seks yapan bir adamdan daha fazla seks yapmışımdır. | Open Subtitles | مارست الجنس أكثر من الرجل الذي يمارس الجنس مع الانابيب |
Beni kafanızda seks yapan bir organizma olarak canlandırmadınız, değil mi? | Open Subtitles | لم تتخيّلوني أبداً كمخلوق يمارس الجنس, أليس كذلك؟ |
New York'ta kafeste seks yapan iki polisi izlemek için 10$ verirler. | Open Subtitles | حسنا في مدينة نيويورك الشباب قد يدفعون عشرة دولارات لمشاهدة ذلك شرطيان يمارسان الجنس في قفص |
Biz çamurda seks yapan iki insanız. | Open Subtitles | نحن اثنين من الناس يمارسان الجنس في الوحل. |
Sence burada seks yapan oImuş mudur? | Open Subtitles | أتظن أن أحدهم مارس الجنس هنا قبلاً؟ |