Seldom'a gidip teorimi açıkladım. | Open Subtitles | ذهبت لسيلدوم شرحت له و طلبت منه أن يساعدني |
Seldom'un aklına girmesine izin verme. | Open Subtitles | لا تسمح لسيلدوم أن يدخل لراسك |
Scott, burada ne arıyorsun? Seldom'un yanına git. | Open Subtitles | سكوت ماذا تفعل هنا عد لسيلدوم |
İfadene göre sen ve Profesör Arthur Seldom cesedi aynı anda fark ettiniz. | Open Subtitles | وفقاً لهذا التقرير أنت و الاستاذ آرثر سيلدوم اكتشفتم الجثة في نفس الوقت |
Bu arada Profesör Seldom artık sadece araştırmacı olarak çalışıyor. | Open Subtitles | بالمناسبة أعتقد أنك ستجد أن الأستاذ سيلدوم يعمل كباحث فقط الآن |
Seldom ayın 24'ünde son kitabı hakkında konferans verecek. | Open Subtitles | سيلدوم يقدم محاضرة عن آخر كتبه في كلية ميلتون في الـ 24 من الشهر الحالي |
Umarım bu ani kararının Profesör Seldom ile ilgisi yoktur. | Open Subtitles | آمل أن سرعة قرارك لا علاقة لها بالأستاذ سيلدوم |
Bu utanç verici ama zavallının ölümü sayesinde Arthur Seldom'la yemek yedim. | Open Subtitles | هذا محرج بفضل موت تلك المسكينة تناولت الغداء مع آرثر سيلدوم |
Seldom'la geçirdiğim bir saat, başkasıyla geçireceğim bir ömre bedel. | Open Subtitles | ساعة واحدة مع سيلدوم مثل عمر كامل مع أي شخص آخر |
Sana karşı bir şeyler hissettiğimi, ama senin Seldom'la birlikte olmayı tercih ettiğini. | Open Subtitles | أخبرته أني أن لدي شعور أنك غير مهتم بي و أنك تفضل أن تكون مع سيلدوم |
Ve tüm bunlar bitene kadar seninle ya da Seldom'la görüşmek istemiyorum. | Open Subtitles | و حتى ينتهي الامر لا اريد أن أعرف أي شيء عنك أو عن سيلدوم |
Ama arkadaşın Seldom çözümü benden çalmasaydı verecektim. | Open Subtitles | و لكن كان ليكون لدي لو لم يسرقها صديقك سيلدوم مني |
En azından bir tane vardı. Arthur Seldom. | Open Subtitles | كان لديه واحد على الأقل أرثر سيلدوم |