Yemin ederim ki hormonlarım düzene girdiğinde selpak'ın hisseleri dibi görecek. | Open Subtitles | أقسم لكم، عندما تتوازن نسبة هرموناتي، ستهوي قيمة أسهم المناديل الورقية بشكل كبير. |
Size selpak getireyim. | Open Subtitles | تفضل بعض المناديل الورقية |
Pekala, ruj, göz kalemi, selpak yulaflı çubuklar, aspirin. Başka ne vardı? | Open Subtitles | حسناً ، أحمر شفاه ، كحل ، مناديل شوفان ، أقراص أسبرين ، ماذا أيضاً؟ |
Tuhaf, boşanma avukatları genelde selpak verir. | Open Subtitles | هذا غريب معظم محامي الطلاق لديهم مناديل ورقية |
İçlerinden biri selpak çıkarıyordu ama benim adamım silah çekiyor zannetti. | Open Subtitles | شخص مـا سحب منديلاً و أحد رجـالي ظن أنـه كان مسدسـاً |
Ona bir selpak ver. Sadece bir selpak ver. | Open Subtitles | أعطه منديلاً رطباً أعطه واحداً فقط |
- Oh, selpak getireceğim | Open Subtitles | - أوه، أنا سوف تجلب المناديل الورقية. |
Duygusallaşmamız ihtimaline karşılık selpak getirdim, çocuklar. | Open Subtitles | يا رفاق احضرت , مناديل واشياء فقط في حال حصلنا على بعض العاطفة |
Hiç selpak yok. | Open Subtitles | ليس هناك مناديل متوفرة |
Bir selpak verebilir misin? | Open Subtitles | هلا ناولتني منديلاً ورقياً؟ |
selpak ver. | Open Subtitles | أعطِني منديلاً |