Hükümet ona sırtını döner ve onu bir komunist sempatizanı olmakla suçlar. | Open Subtitles | ..الحكومة تغير رأيها وتدعوه متعاطف شيوعى |
, bir Güney sempatizanı olduğunu olarak görev yaptığı ittifaklar ile kanıtlandığı ve bir savaşçı olarak onun tarih. | Open Subtitles | , هو متعاطف جنوبي كما أثبت بتحالفاته وتاريخه كعسكري |
Qasim'i hain ve Amerika sempatizanı olmakla suçluyor. | Open Subtitles | أدانة قاسم لأنه خائن و متعاطف مع الولايات المتحده |
Silahlı bir adam sahil bölgesinde uzak bir eve girerek Cumhuriyetçi Parti sempatizanı olduğu sanılan birini öldürdü. | Open Subtitles | إقتحم رجل مسلح مقنع بيت في منطقة كوستا النائية وقتل رجلاً يُعتقد أنه من المتعاطفين مع الجيش الجمهوري |
Dragonette'e giremeyen tek bir kız vardı ve sebebi Nazi sempatizanı olmasıydı. | Open Subtitles | هناك شخص واحد لم يدخل فريق دراجونيت والسبب أنها كانت من المتعاطفين مع النازية |
Daha açık saldırmaya başladı sınırlar dışında yaşayan Yahudilere, onları Yunan sempatizanı olmakla suçlayarak. | Open Subtitles | بدأ ضربته بشكل علنى حول اليهود الذين يعيشون فى مدن بعيدة صَـوَّرهم على انهم متعاطفين مع اليونانيين |
Garibaldi Oteli'nin sahibi OAS sempatizanı bir Fransız. | Open Subtitles | فندق غاريبالدي مملوك لفرنسي يتعاطف مع منظمة الأو أية إس. |
Bu, bir Nassar sempatizanı Beyaz Saray'a ateş açmadan önceydi. | Open Subtitles | (كان ذلك قبل أن يقوم مُتعاطف مع (نصار بإطلاق النار على البيت الأبيض |
Nazi sempatizanı olduğu da söyleniyor. | Open Subtitles | ويشاع أيضا أنه كان متعاطف مع النازية |
Özellikle bu romantik komedi filminin sempatizanı olsam da, Rachel, sıra sende. | Open Subtitles | عذراً! بقدر ما أنا متعاطف إلى الأداء الحالي، |
Pagan sempatizanı olan oğlunu. | Open Subtitles | وبالرغم من ذلك أنه وثني متعاطف |
O bir terörist sempatizanı, siz de vali karısısınız... | Open Subtitles | إنه متعاطف مع الإرهابيين وأنتِزوجةالحاكم... |
Geçen cumartesi de köpeğinin Taliban sempatizanı olduğunu söylüyordu. | Open Subtitles | مثل ذلك الرجل يوم السبت الماضي الذي إدّعى أن كلبه متعاطف مع (طالبان)؟ |
Cumhuriyet sempatizanı Tang Shaoyi, görevlerini yerine getiremez, | Open Subtitles | بأن (تانغ شاو يى) متعاطف مع الجمهورية وغير قادر على أداء واجباته |
Aladeen sempatizanı mı? | Open Subtitles | هل انت متعاطف مع علاء الدين ؟ |
Bundan on sene sonra Nazi sempatizanı olacak, paranoyak ve Yahudi düşmanı olacak. | Open Subtitles | معلومات عن عشر سنوات من الآن انه يصبح من المتعاطفين مع النازية، |
İnbotları tamamen yasaklamak çok az sayıda sempatizanı bu çatı altında toplayacaktır. | Open Subtitles | للمطالبة بمنع البشر-آليين، سيقودنا هذا إلى إنخفاض نسبة المتعاطفين مع قضيتنا |
Burada bir sürü IŞİD sempatizanı var. | Open Subtitles | المكان يعج بالكثير من المتعاطفين مع "داعش". |
Bu bilgisayarlarda R.A.F. sempatizanı olarak sınıflandırılabilecek aşağı yukarı 10.000 kişiye ait verileri kaydetmiş bulunuyoruz. | Open Subtitles | قمنا هنا بملفات الحاسوب بتخزين معلومات لـ10 آلاف شخص تقريبا ممن يتوجب تصنيفهم على أنهم متعاطفين مع جماعة الجيش الأحمر |
Burada hiç casus var mıdır? veya İlk Düzen sempatizanı filan? | Open Subtitles | هل هنالك متأمرين ، أو متعاطفين مع المنظمه ؟ |
Bu herifin ne sempatizanı olduğunu biliyoruz. Neden onunla konuşuyoruz ki? | Open Subtitles | نحن نعرف مع من يتعاطف هذا الرجل لا اعلم لماذا نتكلم معه؟ |
Bu, bir Nassar sempatizanı Beyaz Saray'a ateş açmadan önceydi. | Open Subtitles | (كان ذلك قبل أن يقوم مُتعاطف مع (نصار بإطلاق النار على البيت الأبيض |