| Daha keşfedecekleri ne çok şey var. Sen şanslısın. | Open Subtitles | كل تلك الخبرات التي تنتظرهم فى حياتهم القادمة كم أنت محظوظ |
| Sen şanslısın, kazman var. Bizim o da yok. | Open Subtitles | ، أنت محظوظ ، لديك فأس لكن نحن ليس لدينا شيء |
| Sen şanslısın, geri dönecek bir işin var. | Open Subtitles | أنت محظوظ لأن لديك وظيفة . تستطيع الرجوع إليها |
| Sen şanslısın. Oradaki arkadaşın çok iyi görünmüyor. | Open Subtitles | أنتِ محظوظة , صديقكُ هناك لا يبدو أنهُ بخير. |
| Sen şanslısın, cevabını bulmuşsun. | Open Subtitles | أنتِ محظوظة لقد وجدتى إجاباتكِ |
| Çünkü geçenlerde, 'Kocam bir melek' dediğimde, kadının biri sızlandı -- "Sen şanslısın", dedi, "benimki hâlâ hayatta." | TED | لأنه عندما قلت في المرة الماضية: "زوجي ملاك" اشتكت امرأة وقالت: "أنت محظوظة" "زوجي ما زال حيا." |
| Sen şanslısın, geri dönecek bir işin var. | Open Subtitles | أنت محظوظ لأن لديك وظيفة . تستطيع الرجوع إليها |
| Bazı insanlar bir günlüğüne bile mutluluk nedir bilemezler, Sen şanslısın. | Open Subtitles | بعض الناس لم يعرفوا البهجة ولو ليوم واحد, أنت محظوظ |
| Bu bana fazla geliyor. Sen şanslısın. Notların benimkilerden daha iyi. | Open Subtitles | إنه محبط نوعاً ما , أنت محظوظ كون علاماتك أعلى من علاماتي |
| Ben mi şanslıyım? Seni tanıdığım için Sen şanslısın, çünkü benimki doluydu. | Open Subtitles | أنا محظوظ، أنت محظوظ لأننى إخبرتك، أن سلاحى محشو |
| Sen şanslısın o yumuşak dokunuşlu, bilirsin. | Open Subtitles | أنت محظوظ أنها طيبة, هل تعلم هذا |
| Gördün mü, Sen şanslısın. | Open Subtitles | أنت محظوظ أن لا أحد يركض ورائك |
| Polisleri aramadığım için asıl Sen şanslısın, keş seni! | Open Subtitles | أنت محظوظ أنني لا أبلّغ عليك الشرطة، أيها المدمن! |
| Ama, sahip, Sen şanslısın... | Open Subtitles | لكن يا سيدى أنت محظوظ.. |
| Sen şanslısın. | Open Subtitles | أنت محظوظ , أنت ولدي |
| Önemi yok, sonuçta Sen şanslısın | Open Subtitles | لا بأس , على الأقل أنت محظوظ |
| Sen şanslısın çünkü ben Rani'yi hayal etmeyi bıraktım. | Open Subtitles | أنت محظوظ... لأننى لم اعد افكر برانى |
| Sen şanslısın çünkü annen bir sanatçı. | Open Subtitles | أنتِ محظوظة لكون والدتك فنانة. |
| Sen şanslısın o zaman. | Open Subtitles | أنتِ محظوظة. |
| Sen şanslısın Laura. | Open Subtitles | أنت محظوظة ، لورا |
| Oh, Sen şanslısın. Ron'ın iki veya üç daha fazla. | Open Subtitles | أنت محظوظة "رون" غالبا مرتين أو ثلاثة |