Seni kefaletle çıkardılar, çünkü Felix'in konuşmayacağına dair garanti istiyorlar. | Open Subtitles | فهمت، دفعوا كفالتك لانهم يريدون ضمانا ان فيليكس لن يتكلم |
Seni kefaletle çıkardılar, çünkü Felix'in konuşmayacağına dair garanti istiyorlar. | Open Subtitles | فهمت، دفعوا كفالتك لانهم يريدون ضمانا ان فيليكس لن يتكلم |
Onu dövdüğün için seni hapse tıkardım ama maalesef ki büyük bir ihtimalle birkaç saat sonra Seni kefaletle çıkartan o olacağı için işte sana teklifim. | Open Subtitles | بعد ساعات ربما هي من تدفع كفالتك هذا المحزن إليك الاتفاق |
Seni kefaletle çıkartırız. | Open Subtitles | لا بأس سوف نلحق بك وندفع كفالتك |
Seni kefaletle hapisten çıkarmak istemiyorum. | Open Subtitles | لا أريد ان ادفع كفالتك من السجن |
Buraya uçakla gelip Seni kefaletle serbest bıraktık. | Open Subtitles | كان علينا الطيران إلى هنا ودفع كفالتك |
Seni kefaletle çıkaran bizlerdik. | Open Subtitles | نحن من دفعنا كفالتك |
Seni kefaletle serbest bırakmaya devam edemem! | Open Subtitles | لم يعد بإمكاني كفالتك! |