Doğrusu şu, senin benim gibi adamlar, elbet bir gün kurşunu yiyecekler. | Open Subtitles | في الحقيقة، أشخاص مثلي ومثلك سيتلقون رصاصة قاتلة عاجلاً أم آجلاً |
Bu, gücü onlardan alıp senin benim gibi sıradan insanlara vermek demek. | Open Subtitles | إنّه يتنزع السلطة منهم ليحصل عليها أشخاصٌ بسطاء مثلي ومثلك |
Senin, benim gibi adamların, onları indirmek için... adil bir fırsatı olmasın diye çok uğraşıyorlar. | Open Subtitles | هناك أناس يعملون بجد للتأكد من أن الناس مثلي ومثلك لا يجلبون للعدالة. |
Yani, senin, benim gibi insanların, hata yapabileceğini kabul etmiyor. | Open Subtitles | أقصد, أنهن لا يفهمن الأشخاص مثلي و مثلك, نحن نخفق |
O bizimle konuşmak senin benim gibi olmak istiyor. | Open Subtitles | إنهاتريدأن تتحدثمثل .. مثلي أنا، مثلك ومثلي |
O da kendini senin benim gibi normal bir erkek olarak görmek istiyor. Affedersin. | Open Subtitles | إنه يريد أن يشعر كـ " جو العادي " ، مثلك و مثلي |
Bu çocuklar da aynı senin, benim gibi kamu görevlisi ve hiçbir yere gitmiyorlar. | Open Subtitles | تماما مثلي ومثلك وهم لا يصلون لأي شيء |
senin benim gibi insanlar bizler için ise, hiç de kolay değildir. | Open Subtitles | وأناس مثلي ومثلك... مثلنا, لايكون سهل أبداً. |
Ama onlar da insan, senin benim gibi. | Open Subtitles | لكنم يبدون أناس عاديين مثلي ومثلك |
Yemezler senin benim gibi sebzeleri | Open Subtitles | فلم يريدوا تناول الخضار مثلي ومثلك |
Onlar senin benim gibi kanlı canlı değiller. | Open Subtitles | أنها ليست اللحم والدم مثلي ومثلك. |
O adamlar senin benim gibi Demokratlar, | Open Subtitles | أولئك الناس ديمُقراطيين، مثلي ومثلك. |
senin benim gibi, tutkuları ve zayıflıkları olan bir karakterdi. | Open Subtitles | لديها رغبات لديها نقاط ضعف مثلي ومثلك |
Yani senin benim gibi insanoğlu. | Open Subtitles | مجرد إنسان مثلي ومثلك |
Woody senin, benim gibi biri değil. | Open Subtitles | وودي ليس مثلي ومثلك |
senin benim gibi adamlar bunu anlar. | Open Subtitles | رجال مثلي ومثلك نفهم ذلك |
Normal vücut ısısı 35,6 derecedir. Senin, benim gibi 37 derece değildir. | Open Subtitles | درجة حرارتها العادية 96.2 ليست 98.6 مثلي و مثلك |
senin benim gibi adamların oynadığı kafa karıştırıcı bir oyun bu. | Open Subtitles | إنها لعبة محيرة تلك التي نلعبها, أشخاص مثلي و مثلك |
Bunların arkasındaki insanlar senin benim gibi değiller. | Open Subtitles | الأشخاص المسؤولون عن ذلك ليسوا مثلي و مثلك |
Yakalanması gereken bu adamlar, bu kaçaklar senin benim gibi davaya inanmayan normal insanlar sadece. | Open Subtitles | أولئك الرجال، المُنشقّون الذين يُفترض أن نعتقلهم إن هم إلّا زملاء عاديّون لا يؤمنون بالقضيّة، مثلك ومثلي. |
Yakalanması gereken bu adamlar, bu kaçaklar senin benim gibi davaya inanmayan normal insanlar sadece. | Open Subtitles | أولئك الرجال، المُنشقّون الذين يُفترض أن نعتقلهم إن هم إلّا زملاء عاديّون لا يؤمنون بالقضيّة، مثلك ومثلي. |
Çünkü onlar senin benim gibi değiller... | Open Subtitles | لأنهم ليسوا مثلك و مثلي |