Çok. senin gibi yakışıklı bir adam işin içinde daha fazlası olmalı. | Open Subtitles | مع رجل وسيم مثلك , لا بدّ من أنّ هناك أمر يجري أكبر من ذلك |
senin gibi yakışıklı bir adam kuraklık dönemlerinden geçmemeli. | Open Subtitles | رجل وسيم مثلك لا يجب ان يصاب بـ لعنة الجفاف انها جريمة |
senin gibi yakışıklı bir genç oldu. | Open Subtitles | اصبح له مظهر جيد و هو وسيم مثلك |
Yani senin gibi yakışıklı bir eşe sahip olduğum için o kadar şanslıyım ki. | Open Subtitles | أعني ... ... أنا محظوظ جدا أن يكون مثل هذا الزوج وسيم مثلك. |
Hele senin gibi yakışıklı bir adam. Biliyor musun? | Open Subtitles | رجل وسيم مثلك أتعرف ذلك ؟ |
senin gibi yakışıklı bir çocuk, sen buralarda nadir bulunan birşeysin. | Open Subtitles | فتى وسيم مثلك, أمر ناذر هنا. |