Yani, bir gün sabah kalkıp o hayatın artık Senin olmadığını düşünebilirsin. | Open Subtitles | , أقصد , أنا أفهم انه يمكن أن تستيقظ يوماً و تشعر أنك لست أنت |
- Rekabetçi olmadığını sanıyordum. - Ben de Senin olmadığını sanıyordum. | Open Subtitles | ظننت أنك لست تنافسية ظننت أنك لست تنافسياً |
Clark bu sözlerin Senin olmadığını bilecek kadar seni tanıyorum. | Open Subtitles | كلارك أعرفك جيداً أنك لست من يتكلم |
Pençelerin Senin olmadığını bilmek yeter. | Open Subtitles | تعرف ما يكفي لتعرف ان المخالب ليست لك |
Bunları lazımlığı boşaltırken buldum. Senin olmadığını anladım. | Open Subtitles | وجدت هذه في مبولتك وأعرف أنها ليست لك |
- Pençelerin Senin olmadığını söyledim. | Open Subtitles | ؟ - أنت قلت أن المخالب ليست لك |
İşin içinde Senin olmadığını nereden bileceğim? | Open Subtitles | وكيف اعرف انكَ غير مشترك معه ؟ |
Burada tek acı çekenin Senin olmadığını görmen gerekiyordu. | Open Subtitles | أنت بحاجة إلى أن ترى أنك لست الوحيد الذي يعاني من هنا! |
Senin olmadığını biliyorum. | Open Subtitles | أعلم أنك لست الفاعل |
Senin olmadığını nereden bileceğim? | Open Subtitles | كيف أعرف أنك لست معهم؟ |
Senin olmadığını da biliyoruz. | Open Subtitles | نعلم أنك لست مجنوناً |
Senin olmadığını biliyorum. | Open Subtitles | أعلم أنك لست حزيناً |
Bunun Senin olmadığını söyle. | Open Subtitles | . قل لي أن هذه ليست لك |
Senin olmadığını söylemiştin. | Open Subtitles | قلتَ أنّها ليست لك. |
- Senin olmadığını mı söylüyorsun? | Open Subtitles | -هل تدعيّ بأنّها ليست لك ؟ |
İşin içinde Senin olmadığını nereden bileceğim? | Open Subtitles | وكيف اعرف انكَ غير مشترك معه ؟ |