Teşkilat avukatının karşısında senin yaptığın gibi diklenmek yürek ister. | Open Subtitles | يتطلب جرأةً كبيرة للوقوف أمام محامي القسم كما فعلت أنت |
Herkes gibi bilmelisin ki bizi reddeden O'ydu. Aynı senin yaptığın gibi. | Open Subtitles | أنت تعلم جيدًا كما يعلم الجميع، أنها هي من نبذت طرقنا، كما فعلت أنت |
Ama ben bunu senin yaptığın gibi yargılamıyorum. Görüyor musun? | Open Subtitles | لكنّي لا أحكم عليها كما تفعل أنت , أرأيت ؟ |
senin yaptığın gibi bu kapıdan geçerek. | Open Subtitles | و دخل من الباب كما فعلت انت الان |
Aramızdan bir erkek senin yaptığın gibi diğerlerini tehlikeye atmış olsaydı doğrudan öldürülmese de muhtemelen kulakları kesilmiş ya da kırbaçlanmış olurdu. | Open Subtitles | لو أن رجل بيننا قد وضع حياتنا في خطر كما فعلتِ عندها لربما كنا قد قطعنا أذنيه او جلدناه هذا اذا لم نقتله |
senin yaptığın gibi. | Open Subtitles | نفس الشئ الذي تقوم به |
Tamam, senin yaptığın gibi onun yüzüne yumruk atmalı ve kötü sınıfım için onu cezalandırmalıydım. | Open Subtitles | حسنا, فكان علي أن أصفعه كما فعلت أنت وعاقبته على درجتي السيئة |
Tek istediğim herkesin güvende olmasıydı, tıpkı senin yaptığın gibi, baba. | Open Subtitles | كل ما أردت القيام به جعل الجميع بخير كما فعلت أنت يا أبي |
- senin yaptığın gibi suiistimal edersen ve tıbbi gözetim altında olmadan alırsan elbette öyle olur. | Open Subtitles | -هذا سام -إذا كنت تسيء تعاطيه كما فعلت أنت و تأخذه بدون مراقبة طبية بالطبع سيفعل |
Ya da belki Wraithlere bir sinyal gönderirim, senin yaptığın gibi. | Open Subtitles | أو ربّما أرسل إشارة للـ((رايث)) كما فعلت أنت |
Sen doğrusunu yapıyorsun. Biliyor musun, bir gün senin yaptığın gibi işler nasıl rasyonalize edilir öğreneceğim. | Open Subtitles | أتعلم شيئاً، يوماً ما سأتعلم كيف أرشّد الأمور كما تفعل أنت. |
Çünkü biz senin yaptığın gibi insanlarla oynamayız. | Open Subtitles | لأننا لا نعبث بالناس كما تفعل أنت |
Tıpkı şimdi senin yaptığın gibi. | Open Subtitles | تماماً كما تفعل أنت الآن, |
Tıpkı senin yaptığın gibi Washington'a rapor ederim, Jeffries. | Open Subtitles | لقد ابلغت واشنطن كما فعلت انت جيفريس |
senin yaptığın gibi. | Open Subtitles | كما فعلت انت بالضبط |
Az önce senin yaptığın gibi, herkesi alt edip isim toplayan biri. | Open Subtitles | أقصد التي تجوب بالكرسيّ هنا تلقن الأشرار دروسًا وتطلق الألقاب كما فعلتِ توًّا. |
senin yaptığın gibi onu korkutmaya çalışıyordum. | Open Subtitles | حاولتُ إخافته، كما فعلتِ أنتِ |
senin yaptığın gibi. | Open Subtitles | نفس الشئ الذي تقوم به |
Bende senin yaptığın gibi iş yerinden kaçıp gitmek istedim. | Open Subtitles | كان يجب عليّ الخروج من المحل مثلما فعلت أنت |
senin yaptığın gibi. | Open Subtitles | كما كنت تفعل أنت |