sentetik bir ormanın, gerçeğine göre önemli bir avantajı var: boyut. | TED | لدى الغابة الاصطناعية ميزة هامة عن الغابة الحقيقيّة من ناحية الحجم. |
sentetik biyolojiyi de karışıma ekleyin, kim bilir gelecekte neler mümkün olacak? | TED | أضف البيولوجيا الاصطناعية لهذا المزيج، ومن يدري ما قد يحصل عن قريب. |
Yonca ve kabayonca ekmeyi bıraktık. Bunlar topraktaki nitrojeni sabitleyen doğal gübrelerdir ama bunun yerine sentetik gübreler kullanmaya başladık. | TED | كالبرسيم والفِصْفِصَة، التي تعتبر كأسمدة طبيعية تعزز النيتروجين بالتربة، وبدلا من ذلك بدأنا باستخدام الأسمدة الصناعية. |
Steven Pinker'ın şiddetin tarihi hakkındaki çok sentetik konuşması gibi. | TED | مثل، حديث من ستيفن بينكر في تاريخ العنف، اصطناعية جداً. |
Her biriniz için hazırlanan bu sentetik kan üzerinde çalışıyordum. | Open Subtitles | لدي بضعة صناديق من هذا الدم الصناعي لكل واحد منكم |
Adam bunun gerçek çim değil sentetik çim olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | البائع يقول ان هذا عشب صناعي لا احد سيكتشف ذلك |
Bird daha önce hiç sentetik pistte yarışmadı. | Open Subtitles | بيرد لم يسبق له أن شارك بالأرض الإصطناعية |
Yarı sentetik bir yaşam şekli olurdu, yaşamın daha önce yaptığından daha fazla bilgi saklayabilen bir şekli. | TED | وسيكون شكلاً حيّاً شبه اصطناعي والذي سيحوي معلوماتٍ أكثر من أي حياةٍ وُجدت قبل ذلك. |
Bu maddeleri tanımladığımızda bir karışım yarattık; sentetik maddelerden oluşan bir karışım ve vücudunuzdan salgılanan maddelere benzerlik gösteriyor. | TED | وبمجرد تحديد هذه المواد، قمنا بتطوير توليفة نوع من الخليط، مزيح من المواد الاصطناعية مماثلة لما ينتجه الجسم البشري. |
Yasal sebepler yüzünden bir sentetik kendi kendini kontrol edemez. | Open Subtitles | لأسباب قانونية، هي الاصطناعية الأجهزة لا يمكنها القيام بفحص الذاتي |
biyolojik malzemelere benzeyen sentetik yapılardan sinirsel işlemleri taklit eden sayısal yöntemler çıkarırlar. Doğa tasarımı yönlendiriyor. | TED | من التركيبات الاصطناعية التي تماثل المواد البيولوجية إلى نظم حسابية تضاهي العمليات العصبية الطبيعة تُسير التصميم |
sentetik hücre yaratmaya ilişkin bu büyük çalışmalar DNA yazma konusunda bizi dünya lideri yaptı. | TED | الجهود العظيمة لإنشاء الخلايا الصناعية جعلتنا قادة العالم في كتابة الحمض النووي. |
Bunu yapan pekçok kişi var, Craig Venter gibi pekçok sentetik biyolog bunu yapıyor, | TED | وهناك العديد من الأشخاص الذين يعملون على ذلك. الكثير من خبراء البيولوجيا الصناعية يعملون على ذلك مثل كريغ فينتر |
Kızın tırnaklarında bulunan açık kahverengi doku, sentetik bir maddeye ait. | Open Subtitles | الذي تم العثور عليه في أظافر الفتاة مكون من مادة اصطناعية |
sentetik bir orman için gerekli arazi alanı ya da aynı şekilde ele geçirilmesi için üretilmiş bir doğrudan hava yakalama tesisi 500 kat daha küçük. | TED | إن مساحة الأرض اللازمة لغابة اصطناعية أو مصنع لجمع الهواء بشكل مباشر لجمع نفس الكمية هي أصغر 500 مرّة. |
Bu maddeyi biyonik uzvumu biyolojik vücuduma bağlayan sentetik deriye yerleştirdik. | TED | دمجنا هذه المواد في الجلد الاصطناعي الذي يصل الطرف الصناعي بالجسد البيولوجي |
Robot sentetik bir sesle konuştu, sizi antrenör ve hastalar örnek alınarak hazırlanan bir diyaloğa dahil etmek için. | TED | و تكلم الروبوت بصوت صناعي لتضمينك في حوار التدريب على غرار المدربين و المرضى و هكذا |
sentetik kan hücreleri üzerinde. Onlar daha çok uzakta. Şu an elimizde bu var. | Open Subtitles | ـ وخلايا الدم الإصطناعية ـ كلاهما مضى عليهما قرون، هذا ما نملكه الآن |
Yeni proteini tasarladığımız zaman, sentetik bir gende onun amino asit dizilimini kodluyoruz. | TED | بمجرد تصميم البروتين الجديد، فإننا نرمُز لنطاق حامضِهُ الأميني في جين اصطناعي. |
Dünyamız sentetik işçilere muhtaç hala geliyor. | Open Subtitles | عالمنا على وشك أن يصبح معتمدا كليا على العمال الآليين |
Biyolojik kaynaklardan edinilen bir diğer şey sentetik örümcek ağıdır. | TED | شيء آخر يأتي من مصدر حيوي هو حرير العنكبوت الاصطناعي. |
sentetik biyologlar onu yönlendiriyorlar. | TED | علماء البيولوجيا التركيبية يتلاعبون بها. |
Sonra sağda gösterilen sentetik deriyi tasarlamak için matematiksel dönüşüm yaptık | TED | بعدها نقوم بعمل تحويل حسابي لتصميم الجلد الإصطناعي كما هو موضح على اليمين |
Ve bu bir kez olduğunda sentetik kromozomlarla da aynı şeyi yapabilmek için gerçekten bir şansımız olduğunu düşündük. | TED | وعرفنا بأنها ما تم معرفة ذلك فإنه لدينا فرصة حقيقية أذا تمكنا من صنع كروموسومات صناعية لصناعة مورثات صناعية. |
Bilinçli bir sentetik rüya görebilir mi? | Open Subtitles | هل يجب أن يكون الآلي الواعي قادراً على الحلم؟ أو التعرض لكوابيس؟ |
Şimdi dünyamız sentetik emeklerine bağlı olmanın eşiğinde. | Open Subtitles | والآن، عالمنا على وشك أن يعتمد إعتماداً كلياً على العمالة الآلية |
- Doğru. Ve ödevimi yapmak için bir sentetik beynine ihtiyaç duysam bu hile olur mu bilmiyorum ama eğer başarısız olursam beni bir alt gruba yerleştirecekler. | Open Subtitles | أجل، أعلم أنني إن جعلت آلية مثلك تساعدني في حله فسيعتبر ذلك غشاً |