Anımsayın, ben 60'larda hayatı seramik sayesinde kurtulan siyah çocuğum. | TED | تذكرون انني الفتى الاسود من الستينيات انقذت حياته بواسطة السيراميك. |
Angie, sana seramik kırıntılarında elde ettiğim, dolgu örneğinin sonuçlarını gönderdim. | Open Subtitles | انجي, لقد ارسلت لك نتائج العينه التي اخذت من شظايا السيراميك. |
Beş yıldızlı ve geceliği 400 dolar, ve seramik kaplarda yemek yapmıyorlar. | Open Subtitles | إنه خمس نجوم، 400 دولار بالليلة لا يطبخون بأوعية سيراميك فحص السموم |
seramik, fotoğrafçılık ve bilgisayar görüntülememiz var, | TED | لدينا اعمال الخزف وفن التصوير و التصوير بالكمبيوتر |
Biraz daha üst kasttakiler düşük ısıda ısıtılmış seramik kaplardan yerler. | TED | و اولئك الذين اعلى قليلا يأكلون من اطباق خزفية رديئة |
Yarın Kinshasa varacak olan 1000 tane yeni nesil seramik su filtresi var. | Open Subtitles | هناك 1000 من هذا التكوين من مرشحات المياه الخزفية ستصل الى كينشاسا غدا. |
Bana anahtarı bulmak için seramik kurbağanın içine bakmam söylendi. | Open Subtitles | أنتي أخبرتنا أن نبحث عن ضفدع خزفي مع مفتاح بداخله |
Ve işte daha küçük ölçekte, bir küpe ölçeğinde veya seramik bir kap veya bir müzikal enstrüman önemli ve anlamlıydı. | TED | وهناك على النطاق الأصغر ، بحجم قرط أو وعاء من السيراميك أو آلات موسيقية ، كانت جوهرية ومترعة بالعاطفة. |
Düzenli olarak ateşli kafamı seramik karolara geçiriyor, günlerdir bir şey yememiş olmama rağmen kusmaya çalışıyordum. | TED | أتقلب لتبريد رأسي المحموم على أرضية السيراميك ومحاولاً إجبار نفسي على التقيؤ رغم أنّي لم آكل شيئاً منذ أيام. |
Gecen yil Limogeste yaptigim hava kabarcikli tugla var, Mimari icin Yeni seramik Konseplerinde. | TED | صنعت طوب مشبع بالغاز في ليميغوس السنة الماضية لفكرة السيراميك في الفن المعماري الجديدة |
Kadın, benden daha yaşlı bir bisküvi gibi. Çirkin. Annemin yaptığı seramik abajur gibi. | Open Subtitles | إنها قريبة مني جدا في السن وأمي منهمكة في السيراميك طوال الليل |
Şu sizin seramik şirketinde bana göre bir iş bulamaz mıyız acaba? | Open Subtitles | ألا نستطيع يا تُرى أن نجد عملاً مناسباً لى فى شركة السيراميك تلك؟ |
Saf grafit parçasını alıp seramik kutuya koyuyorlar. Biraz kimyasal maddeyi ekleyip her şeyi olduğu gibi düdüklü tencere gibi bir şeye koyuyorlar. | Open Subtitles | تأخذ قطعةً من الجرافيت النقي وتضعه في صندوق سيراميك ومع بعض الكيماوات ثم تلقي كل شيء في طاهي للضغط |
Peki yaranın içinde niye seramik parçaları var? | Open Subtitles | إذاً لماذا كان هناك شظايا سيراميك في الجرح ؟ |
Yaşayan tek akrabası annesi, o da bir seramik fabrikasında çalışmış. | Open Subtitles | لها قريب حي واحد، أم عملت في مصنع سيراميك |
Kübün ön tahlilleri gösteriyor ki dışı sıradan seramik. | Open Subtitles | التحليل التمهيدي للجرّةِ يشير إلى أن الخزف الخارجى عادى |
Üç yıl önce bu ölü adama kemik kırıkları, seramik diş kaplaması ve plastik stent nakledilmiş. | Open Subtitles | اجزاء عظمية طقم اسنان من الخزف وقطعة بالستيكية زرعت في هذا الرجل الميت قبل 3 سنوات |
Tanrı bu oyun hamuruyla canlıları yaratmaya başladığında ölümü ne yapacağına karar verene kadar önlem olsun diye seramik bir kavanoza koymuştu. | Open Subtitles | و عندما كان الله يخلق كل شيء حي و ضع الموت في جرة خزفية حتى يقرر ماذا سيفعل بها |
2. Dünya Savaşı'ndan önce seramik yemek takımı üreticileri renkli cilalarda yaygın olarak uranyum oksit kullanıyordu. | TED | قبل الحرب العالمية الثانية، كان شائعا عند مصنعو أواني الطعام الخزفية استخدام أكسيد اليورانيوم في طلاء الزجاح الملّون. |
Belki de önümüzdeki yıl bahçesinde küçük seramik eşeklerle bir karavanda yaşar. | Open Subtitles | في مثل هذا الوقت من السنة القادمة ستكون داخل مقطورة مع حمار خزفي في الباحة الأمامية |
Korkusuz cengaver seramik heykeli! | Open Subtitles | تمثالي الخزفى لغريب منتصف الليل |
Sizlere bir de kişisel eşyalarımı da bırakıyorum, bir seramik yumurta, | Open Subtitles | وسترثون أيضاً مقتنياتي الشخصية وهذا يتضمن بيضي الخزفي |
Kurşun bazlı boyayla boyanmış seramik kabın ciğerlere zarar vermesi için ne kadar kuru fasulye yemek gerekir? | Open Subtitles | كم من الفاصوليا و الأرز تأكلها من وعاء سيراميكي مطلي بالرصاص كي يدخل الرصاص بجسدك و يدمر رئتيك؟ |
Picasso seramik yapmaya başlamıştı. | Open Subtitles | بيكاسو بدأ بصنع الخزفيات في معمل فالوريس فالوريس مدينة فرنسية |
Çarpan kurşunun etkisiyle, seramik plaka parçalandı ve beline saplandı. | Open Subtitles | على أثر رصاصه اللوحات الخزفيه تحطمت ودخلت إلى الجزء السفلى من جسده |
Evimin anahtarları verandadaki seramik kaplumbağanın altında. | Open Subtitles | مفاتيح منزلي تحت السلحفاة الخزفيّة في الشرفة الأماميّة |
Üç gün sonra seramik kutuyu çıkarıp kırıyorlar. Ve elmas kristali karşınızda! | Open Subtitles | وبعد 3 أيام يسحبون الصندوق السيراميكي ويفتحونه لتجد كريستالات الألماس |