Yani demek istediğim; seni birinin bir başkasını, onsuz yapamayacağı şekilde sevdiği gibi seviyorum. | Open Subtitles | اعني احبك كما يحب شخص شخصا اخر وهو ببساطة يضيع بدونه |
Değil mi? Howard'ın söylemeyi sevdiği gibi, "Dilin istediğini akıl bilmez." | TED | أليس كذلك؟ و كما يحب أن يقول هاورد , "العقل لا يدرك ما يريد اللسان." |
Fakat insanoğlu hayvanları sevmeli haberdar olanın masumu sevdiği, güçlünün savunmasızı sevdiği gibi. | Open Subtitles | ولكن ينبغي على البشر أن يحبو الحيوانات... كما يحب العالم البريء، وكما يحب القوي الضعيف. |
Aynen beni sevdiği gibi. | Open Subtitles | لا تكوني عديمه الاحترام، وسوف أحبك, كما يحبني. |
Ben onu, onun beni sevdiği gibi sevmiyorum. | Open Subtitles | انا لااحبه كما يحبني |
- Onu bir köpeğin sahibini sevdiği gibi seviyorsun. - Sahibi de köpeği sever. | Open Subtitles | أنت تحبها مثل كلب يحب مالكه - و المالك يحب كلبه من أجل عمله - |
- Onu bir köpeğin sahibini sevdiği gibi seviyorsun. | Open Subtitles | أنت تحبها مثل حب الكلب لصاحبه |
Her babanın evladını sevdiği gibi. | Open Subtitles | كما يحب أي أب ابنه ابنه الصغير. |
Ya da doğaüstü topluluğunun demeyi sevdiği gibi, masken düştü. Ya da kısaltılmışı ile, MD'lendin. | Open Subtitles | أو كما يحب أشخاص الظواهر الخارقة تسمية ذلك بـ"كشف زيف" أو "ك.ز" كإختصار. |
Krusty'nin Amerika'yı sevdiği gibi sevdiğinde | Open Subtitles | كما يحب كرستي أمريكا |
sevdiği gibi doğuya bakan pencere. | Open Subtitles | غرفة بنافذة شرقية كما يحب. |
Mason'ın söylemeyi sevdiği gibi onunla bu kadar uzun süre savaştıktan sonra çikolatayı kabul ettin mi? | Open Subtitles | هل بدأت في "تناول الشوكولا" كما يحب (ميسون) أن يقول بعد أن قاتلته لوقت طويل؟ |
Aynen beni sevdiği gibi. | Open Subtitles | كما يحبني. |