İnciler, sevgi için onların ihtiyacını ifade ediyor | Open Subtitles | إنّ اللآلئ تظهر حاجتهم للحبّ |
İnciler, sevgi için onların ihtiyacını ifade ediyor | Open Subtitles | إنّ اللآلئ تظهر حاجتهم للحبّ |
Diğer yandan, sevgi için yapılan iş erkeği soylulaştırır. | Open Subtitles | في المقابل, العمل الذي ينجز من أجل الحب يشرّف الرجل |
Ne yaptıysam, sevgi için yaptım. | Open Subtitles | ماذا حدث لوالدتي ؟ كل شيء فعلته كان من أجل الحب |
sevgi için ölmek istediğini söylüyorsun ama ölmek veya sevgi hakkında hiçbir şey bilmiyorsun! | Open Subtitles | انت تقول انك تريد الموت من اجل الحب وانت لا تعلم اى شىء عن الموت -ولا تعلم اى شىء عن الحب |
Böyle asil bir centilmen-- -"sevgi için yaptığımız şeyler." | Open Subtitles | رجل محترم مستقيم مثل ذلك الأشياء التي نفعلها من أجل الحب |
Çünkü sevgi için her şeyi yaparım, ama onu yapmam. | Open Subtitles | لأنني سأفعل أى شيئ من أجل الحب لكنني لن أفعل ذلك |
O sahneyi dünmüş gibi hatırlıyorum; 16 yaşındaydım, gözyaşları içindeydim ve hâlâ cinsel kimliğimi açıklamamıştım. Ve sevgi için savaşan bu iki insana bakıyordum, Ferris Bueller ve daha önce hiç görmediğim bir adam. | TED | أتذكر ذلك المشهد كما لو أنه البارحة ، كنت في الـ ١٦ ، أبكي ، وكنت بداخل الخزانة ، وأنا أنظر إليهم ، فيريس بويلر و شخصٌ آخر لم أره من قبل ، يقاتلون من أجل الحب. |
“sevgi için küçük para için büyük şeylerin yapıldığı bu dünyada yaşıyoruz. | TED | هو قال " نحن عشنا في هذا العالم حيث بعض الأشياء الصغيرة التي نفعلها من أجل الحب والأشياء الكبرى للمال |
Aniden büyük şeyler sevgi için yapılabilir.” dedi. | TED | فجأة قد تحصل أشياء كبيرة من أجل الحب |
Bence sevgi için savaşmak ötekilere göre daha mantıklı. | Open Subtitles | -اعتقد ان القتال من اجل الحب سيكون اكثر تاثيرا عن البقية |