Şaşkınlıkla sınıftan çıktı ve eski sevgilisine çarptı ve stresi iyice arttı. | TED | فخرج متعثر النفسية من فصله و أخذ يهرع لرؤية حبيبته الدائمة مما رفع مستوى التوتر لديه |
1958'de sevgilisine yaptığı gibi onu 13. deliğe taşımış. | Open Subtitles | لقد نقلها إلى الحفرة رقم 13، مثل حبيبته عام 1958 تماماً. |
Şimdi de onu kurtarması için büyük, güçlü sevgilisine mi ihtiyacı var? | Open Subtitles | وهي تحتاج الى صديقها القوي لكي يأتي وينقذها ، صحيح . ؟ |
Yanında olduğunu, ve eski sevgilisine hiç benzemediğini ona anlatman gerek. | Open Subtitles | يجب أن تدعها تعرف أنك هنا بجانبها وأنك لا تشبه صديقها الأول |
Yani, Randy, arabayı nereden bulduğu konusunda sevgilisine yalan söyledi. | Open Subtitles | اذا راندى كذب على صديقته بشأن مكان حصوله على السياره |
Niye? Üniversitedeki sevgilisine geri dönecekmiş. | Open Subtitles | عادت لعلاقتها مع حبيبها السابق في الجامعة |
Michael'ın sevgilisine göre köpek Micheal'in, ama Köpek Lori'yi seçti. | Open Subtitles | وفقاً لصديقة " مايكل " الكلب كان له " الـ " كوهولا " أختار " لوري |
Dövmelerin onun hayatını kurtaracağını düşünüyor, böylece sevgilisine geri dönebilecek. | Open Subtitles | يعتقد أن الوشوم ستنقذ حياته حتى يعود إلى حبيبته |
Bir adama âşık olan kız onu sevgilisine kavuşturmaya çalışıyor. | Open Subtitles | فتاة مغرمة بشاب وتحاول مساعدته للوصول إلى حبيبته |
Bir sürü erkeksi buz hokeyi oyuncusunun sevgilisine pompalamasını hangi kız ister ki? | Open Subtitles | لا احد يحب ان يفكر فى ان حبيبته يتم مضاجعتها من عصابة من فريق هوكي تزلج |
Brezilya'lı model atlet sevgilisine sürpriz yapmak için uçuyor. | Open Subtitles | العارضة البرازيلية تسافر لمفاجأة صديقها الرياضي |
Çünkü kız arkadaşının eski sevgilisine karşı hâlâ bir şeyler hissetmesini kıskandın. | Open Subtitles | لأنك غيور بأن صديقتك ما زال لديها شيء من صديقها السابق؟ |
Pamuk böbreğini vermek istemedi ve sevgilisine kaçtı. | Open Subtitles | باموك لا تريد أن تعطي كليتها، وهربت إلى صديقها. |
Nasıl aynı zamanda eski sevgilisine işkence ediyor olabilir? | Open Subtitles | كيف يمكن ان يكون بالخارج يقوم بتعذيب صديقته السابقة فى نفس الوقت ؟ |
Görünüşe göre bunların çoğu Moscova'daki sevgilisine yazılmış. | Open Subtitles | يبدو ان اكثرها ذهاباً واياباً الى صديقته المقربة في موسكو |
sevgilisine bıçak dayamış ve ondan ayrılırsa onu öldüreceğini söylemiş. | Open Subtitles | لقد رفع سكيناً على صديقته و قال أنه سيقتلها إذا تركته |
Size daha sevgilisine kocasını öldürttüğünü söylemedi mi? | Open Subtitles | أأخبرتكما أنا جعلت حبيبها يقوم بقتل زوجها أم ليس بعد ؟ |
Jax Teller'ın sevgilisine silah doğrultan bir adam. | Open Subtitles | رجل يشير سلاحاَ لصديقة " جاكس تيلر" |
Sanırım hala eski sevgilisine karşı birşeyler hissediyor. | Open Subtitles | أظن أنه لا يزال يكن المشاعر لصديقته الحميمة السابقة |
Beni TV'de görüp, sevgilisine hava atan biridir. -Dün gece nasıldım? | Open Subtitles | لا, علي الارجح انه شخص احمق , رآني علي التلفاز, ويريد ان يثير اعجاب فتاته. |
Beni bu mektubu sevgilisine ulaştırmam için sıkıştırdı. | Open Subtitles | و لقد ترجتني لكي أصل هذا الخطاب لحبيبها |
Merak etme, sevgilisine de çocuk menüsü sipariş ettim. | Open Subtitles | ،ولا تقلق طلبتُ لخليلته وجبة الأطفال |
Bir de baktım, karım sevgilisine bıcır bıcır sevgilimi özledim diyor! | Open Subtitles | احاول الاتصال واسمع زوجتي في محادثة غرامية مع عشيقها تقول له انها تفتقده |
Eski sevgilisine yaptıklarını öğrendikten sonra onun tamamen reddettim. | Open Subtitles | بعد أن أكتشفت ما الذي فعله مع خليلته السابقة رفضت ان يربطني أي شيء معه |
Kardeşinin sevgilisine asıldığında geçmediğin sınır mı? | Open Subtitles | الحد الذي لم تتخطاه عندما رغبت بحبيبة أخيك؟ |