ويكيبيديا

    "sevgiyle" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • الحب
        
    • بالحب
        
    • بحب
        
    • بمحبة
        
    • بالحبّ
        
    • الحبّ
        
    • بعاطفة
        
    • بحنان
        
    • بمودة
        
    • حباً
        
    • محبّة
        
    • باعتزاز
        
    • والحبّ
        
    • وحب
        
    • نعتز
        
    Nesiller boyu insanları mor yapraklı bezelye ve yeşilliklerle ve sevgiyle besledi. TED لقد غذت الحب لجيل من الناس مع البزلاء الخضراء و الأرجوانية.
    DW: Ayrıca, sevgiyle ilgili olarak fotoğrafçılar, fotoğraf çekerken sevgiyi ararlar. TED ديبورا: وأيضاً، الفكرة حول الحب، المصورون، هم يبحثون عن الحب عندما يصنعون صورهم.
    herşeyi sevgiyle yapıyordu.Tabi ki bu bana kesinlikle ilham olmuştu. Open Subtitles يبدو بأنها تقوم بكل شئ بالحب وهذا مفهوم بعيد عني
    Birbirimize saygı duyup eşit olarak birlikte, sevgiyle yaşayabiliriz. Open Subtitles كنظائركم نحترم بعضنا البعض و نعيش سوية بالحب
    Kim olduğumuzun çok yakından bir parçası olduğu için ömrü dolmuş insan formuna sevgiyle bakmak nasıl olurdu? TED ما من شأنه أن يكون مثل النظر في شكل الإنسان المنتهي الصلاحية بحب لأنه بشكل وثيق جدا جزء منا نحن جميعا؟
    Seni sevgiyle örtmeye gelir, çünkü o senin gerçek etindir. Open Subtitles إنّها آتية لتُغطّيك مع الحب لأنّها تكون جسدك الحقيقي
    Partiler, arkadaşlar, hatta sevgiyle dolu hayaller. Open Subtitles خيالات عن حياة مليئة بالرقص الأصدقاء وربما حتى الحب
    La Bohem'i dinleriz ya da, Rüzgarlı Bayır'ı okuruz, ya da Kazablanka'yı izleriz içimiz sevgiyle dolar. Open Subtitles وعندما نستمع إلى لا بهيم أو توراندوت أو نقرأ مرتفعات ويذرنج أو نشاهد كازابلانكا. القليل من هذا الحب يعيش بداخلنا أيضا
    Bu şekilde yapmamız gerek. sevgiyle, husumetle değil. Open Subtitles ويجب علينا التعامل معها على هذا النحو ، ولكن مع الحب ، وليس مع العداء.
    Uzun zaman önce, nefret döngüsünün sona ermek zorunda olduğunu... ve bunu sona erdirmenin tek yolun sevgiyle olduğunu söylemiştin. Open Subtitles وكيف أتأكد أنكِ هي؟ منذ وقتٍ طويلٍ مضى، أنتِ أخبرتِني أن دائرة الكراهية يجب أن تنتهي والسبيل الوحيد لإنهائها هو الحب
    Bu değişiklik sevgiyle olacak, öldürerek değil. Söylediğim bu. İkisi de tehlikeli. Open Subtitles كل ما أقول أن التغيير سيأتى بالحب لا بالقتل
    "'Yüreğim sevgiyle dolu. Sanki boyum 1,5 metre."' Open Subtitles قلبي ملئ بالحب اشعر انني لدي 5 اقدام طويله
    Başka insanların hayatı boyunca tadamayacağı sevgiyle. Open Subtitles بالحب الأكثر بكثير مما يعرف الناس طوال حياتهم
    Genç kızlar bunun sevgiyle yapılması gereken bir şey olduğunu düşünmeli. Open Subtitles الفتيات الصغيرات يظنون أن هذا ما يسمى بالحب
    Ama size söylemek istiyorum, bu çocuklar birbirlerine sevgiyle bağlılar. Open Subtitles لكن سوف أخبركِ باأن هؤلاء الأطفال كانوا معدين بالحب
    o benim mutlulugum o benim sevgilim... gülerek, sevgiyle bakan, benim "Deewana" adlim Open Subtitles هذه قسمتي و هذا حبي تضحك بحب و تسميني المجنون
    Sen, 10 yıl bana sevgiyle baktın mı? Open Subtitles أنتِ لم تنظري إليّ أبداً بحب طوال العشر سنوات
    Bunu tüm seksi ve iri kadınlara adıyoruz ve bunu sevgiyle söylüyorum. Open Subtitles الجمال هو المقاس الذي يلائم الجميع سنهدي هذا إلى البدينات المثيرات و أقول هذا بمحبة , مستعد
    Tanrım bizi birlikte tuttuğun, ruhlarımızı sevgiyle doldurduğun ve rızkımızı verdiğin için şükürler olsun. Open Subtitles شكرا يا الله لإبقائنا سوية لملئنا بالحبّ ولإعطائنا وجبة الطعام هذه
    Babamın dediğine göre, doğduğumda bir yıldızmışım yüzümü, kalbinden gelen öylesine büyük bir sevgiyle öpmüş ki böyle bir iz kalmış Bu nedenle kalp şeklinde. Open Subtitles لقد كنت نجمة، لقد كان يحدثني عن ولادتي. كان يقبّل وجهي بكثيراً من الحبّ بقلبه... هذا ترك علامة، أتعلم؟
    Söyledim... ondan... bazen büyük bir sevgiyle bahsettiğini. Open Subtitles لقد أخبرتها أنّك.. من فترة لأخرى تتكلّم عنها بعاطفة عارمة
    Bir çoğu iskeletlerden birini seçiyor parçalarını birleştiriyor, sevgiyle bakımını üstleniyor ona taze çiçekler getiriyor, başucunda mum yakıyor. Open Subtitles يهتمون به، و يعتنون به بحنان... يجلبون زهوراً كل فترة، و يوقدون مصباحاً أمامه.
    sevgiyle sarılmış uyurlarken lavlara yakalanmış bedenler hatırlıyorum. Open Subtitles أتذكر الأجساد لازالوا بوضعية النوم ويحتضنون بعضهم بعضا بمودة
    Her birinizi eşit ve vazgeçilmez bir sevgiyle seviyorum. Open Subtitles وأحمل حباً متساوِ وخالد لكم جميعكم..
    Sevgilim kendi kararını veremeyecek kadar pısırık, ve bunu içimdeki bütün sevgiyle söylüyorum. Open Subtitles إن حبيبي جبانٌ جداً على أن يتّخذ القرارَ بنفسه وأنا أقول ذلك بكلّ محبّة
    Eğer 10 dakika içinde dönmezsem, her şey yolundaymış gibi sürmeye devam et harekat bürosunu ara ve beni sevgiyle an. Open Subtitles لو لم أعد خلال 10 دقائق فابتعد وكأن شيئاً لم يحصل إتصل بغرفة العمليّات وتذكروني باعتزاز
    Ama bu küçük ayrıntıyı Damon'dan sakladım ki güzel bir evde sevgiyle ve güvenle yaşayabilsin. Open Subtitles لكنّي أخفيت هذا التفصيل البسيط عن (دايمُن) لكيّ تحيا حياةً حسنة في بيت لطيف آنست فيه الأمان والحبّ.
    İnsanlar mutluydu. Bir yabancı sevgiyle karşılanıyordu. Open Subtitles الناس كَانوا سعداء، ورحبوا بالغريب بود وحب.
    Senin suçlamaların yüzünden sevgiyle tutunduğumuz kutsal güven bağı kırıldı. Open Subtitles بسبب اتهاماتك لقد كسرنا الرباط المقدس من الثقة الذي نعتز به جدا

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد