Eğer karını seviyorsan kalbini tutsak eden her bir bağımlılığını yok etmelisin. | Open Subtitles | اذا كنت تحب زوجتك يجب ان تدمر اي ادمان يحصل علي قلبك |
Eğer sığ, basit, bencil kızları seviyorsan tam sana göre. | Open Subtitles | أذا كنت تحب الغموض و السطحية و النرجسية فهى كذلك |
Babnı seviyorsan iyi bir kız ol. Ve şu dolabın içine saklan. | Open Subtitles | إذا كنت تحبين والدك كوني فتاة مطيعة و اختبئ في هذا الدولاب |
Eğer onu seviyorsan, beni sevdiysen, bu gece burada kal. | Open Subtitles | إن كنت تحبّها، إن كنت تحبني فقط إبق هنا اللّيلة |
Eğer bu kadını seviyorsan, ortalık yatışıncaya kadar buralardan uzaklaşırsın. | Open Subtitles | اذا كنت تحبها , اهربواسويا ولا ترجعوا حتى تهدأ الامور |
Bak, anne, beni gerçekten seviyorsan ve desteğini göstermek istiyorsan, uzak durursun. | Open Subtitles | إسمعي ، يا أمي إن كنتِ تحبينني حقا ً وتريدينأنتُظهريدعمكِ.. سوفتبقينبعيدة.. |
Eğer onu çok seviyorsan. Niçin bunu kendin için yapmıyorsun? | Open Subtitles | اذا كنتي تحبينه كثير لماذا ترتكبين الاخطاء مع نفسك ؟ |
Eğer bir şeyi çok seviyorsan onu özgür birakırsın, geri dönerse senindir. | Open Subtitles | إذا كنت تحب شيئا, إتركه بحريته وإذا عاد لك, عندها سيكون لك |
Ya da zencefilli bira ve kraker seviyorsan tükettiğin yiyecekler ki ben seviyorum. | Open Subtitles | أو طعام تأكله حينما تكون تحب البسكويت والزنجبيل والبيرة وأنا كذلك يا إلهي |
Demek istiyorum ki, Octo. Eğer çocuğu seviyorsan, ona yardım etmeyeceksin. | Open Subtitles | أعني ما أقوله يا أوكتو إذا كنت تحب الولد فلا تساعده |
Bazen, birini yeterince seviyorsan dibe batmasına izin vermen gerekir. | Open Subtitles | أحياناً ، عندما تحب شخصاً فعلاً عليك أن تدعهم يصلوا إلى الحضيض |
Eğer iyi yemek seviyorsan doğru yerdesin. | Open Subtitles | حصلت على العنوان الصحيح إذا تحب الأكل الجيد |
Ülkeni seviyorsan fazla vaktin yok vatandaşsan çok iyi dinlemen gerekir. | Open Subtitles | أنظر ، ليس لدي وقتا كثيرا ، فإذا كنت تحب بلدك . لو أنك وطنيا ، فستسمع ، وستسمع جيدا .. |
Boka ve domuz kanına bulaşmış caddeleri seviyorsan tam senlik şehir. | Open Subtitles | إذا كنتِ تحبين الشوارع المغطاة بالوحل ودم الخنازير، فهي المدينة المنشودة |
Birini seviyorsan, serbest olmasına izin verirsin. | Open Subtitles | إن كنتِ تحبين شخصاً ما فلا بد أن تتركيه لكي يكون حراً |
Şu an söyleyemem ama beni seviyorsan "ah" diye bağır. | Open Subtitles | لا أستطيع إخبـارك الآن، لكن إن كنت تحبني سوف تصرخ. |
Eğer gerçekten, söylediğin kadar beni seviyorsan buna minnet duyarım. | Open Subtitles | إذا كنت تعتقد حقاً أنك تحبني ،بقدر ما تقول إذاً أقسم لك أني ممتنة لهذا |
Eğer bu kadını seviyorsan, ortalık yatışıncaya kadar buralardan uzaklaşırsın. | Open Subtitles | اذا كنت تحبها , اهربواسويا ولا ترجعوا حتى تهدأ الامور |
Eğer beni seviyorsan bu gerçeği anlayacaksın | Open Subtitles | إن كنتِ تحبينني بصدق ، ستعرفين ان هذا صحيحاً |
Onu daha fazla seviyorsan, ne yapabilirdim ki? | Open Subtitles | ماذا يمكن ان اقعل إن كنتِ تحبينه أكثر مني ؟ |
-Beni seviyorsan .. bana Smuts yoluna nasıl gideceğimi söylemen gerek | Open Subtitles | لأنه إن كنت تحبيني أريدك أن تخبريني كيف أصل لشارع سماتس |
Ama eğer gerçekten onu seviyorsan, onunla çıkmana yardımcı olabilirim. | Open Subtitles | لكن إذا كنت حقا تحبّ أمّي ، يمكن أن أساعدك |
Gerçi onu gerçekten seviyorsan kesinlikle bir şansın olur. | Open Subtitles | ..إذا كنت تحبّها حقاً ستكون لديك فرصة لا محالة.. |
Aptalca birşeydi ve hiçbir anlamı yoktu. Beni yeterince seviyorsan affedersin. | Open Subtitles | كان عمل غبياً ولم يعني شيء إن أحببتني كفاية ستسامحني |
~Beni gerçekten seviyorsan. Biraz daha bekleyebilirsin~ | Open Subtitles | إذا تحبّني حقا أنت تستطيع الإنتظار مدة أطول |
Nan, eğer beni seviyorsan bana karşı koyma. Geri getirt onu. | Open Subtitles | نان, أن كنتى تحبينى لا تتحدينى وأعيديها. |
Onu gerçekten seviyorsan sevmeye devam etmelisin. | Open Subtitles | حقا تحبيه كنت اذا له حبك فى استمرى فقط ابدا يعرف تدعيه ولا |
Eğer onu bu kadar seviyorsan sorunun ne olduğunu anlamama yardımcı ol. | Open Subtitles | إذا كنت تحبينها فيجب عليك مساعدتي في تسوية هذه المشكلة |
Eğer onun filmlerini seviyorsan, bir de onu rol yapmıyorken gör. | Open Subtitles | إذا تَحْبُّ أفلامَها، إنتظار ' til عِنْدَكَها متى هي لا تَتصرّفُ. |