Eric, seni seviyorum ve sonsuza kadar seninle olmak istiyorum. | Open Subtitles | إريك ، أحبك و وأريد أن أكون معك إلى الأبد |
Ama seni seviyorum ve oda benim için en iyisini istiyor. | Open Subtitles | ، كلا المرتان ، لكنني أحبك و هو يريد الأفضل لي |
Seni seviyorum ve her şeyi bok ettim. Artık çok geç. | Open Subtitles | أنا أحبك وأنا مارس الجنس كل شيء، والآن فوات الأوان. |
Buna uğraşmıyorum. İyi yaşamayı seviyorum, ve iyi yaşamak Norman olmaktır. | Open Subtitles | لا أحاول، فأنا أحب العيشة الرغدة، ورغد العيش أمر يملكه النورمان |
Belki onu seviyorum ve o da beni seviyor. | Open Subtitles | لكنني أعتقد أنني أحبه و هو يحبني |
Seni seviyorum, ve seninle beraber birçok doğumgünü geçirebilmeyi dört gözle bekliyorum. | Open Subtitles | احبك و أتطلع لتمضية الكثير من اعياد الميلاد سوية |
Muhtemelen bunu duymaktan bıktın ama seni seviyorum ve sana her zaman sanki son anımızmış gibi davranacağım. | Open Subtitles | أحبكِ و سوف أعتني بكل لحظة أقضيها معكِ و كأنها الأخيرة |
Seni seviyorum ve çoğu zaman beni çok yorsan da seninle evlenmek istiyorum. | Open Subtitles | و أنا أحبك و أريد أن أتزوجك حتى و لو أحبطتنى نصف الوقت |
sadece şunu söylemek istiyorum seni çok özledim, ve seni seviyorum, ve lütfen geri dön ve hayatta kal. | TED | فقط أريد أن أقول أنني اشتقت إليك و أنني أحبك و من فضلك عودي إلي و ابقي حية |
ANNECİĞİM, SENİ VE HENRY'İ SEVİYORUM VE GÜNEŞ PARLIYOR. | Open Subtitles | أمي العزيزة، أحبك و أحب هنري و الشمس المشرقة. |
Seni seviyorum ve seninle bu konuda konuşmamam gerekiyorsa çok üzgünüm ama mecburum. | Open Subtitles | أحبك و آسفة إن كان عليَّ ألا أقول هذا لكنني مضطرة |
Ne olursa olsun seni seviyorum ve arabayı da çok seviyorum. | Open Subtitles | مهما حدث بالخارج هنا ، أحبك وأنا حقاً أَحب تلك السيارة رجاءً لا ترجعيها |
Seni çok seviyorum ve bize yaptığımız şey için çok üzgünüm. | Open Subtitles | أنا أحبك وأنا آسفه جدا أنا آسف جدا على ما فعلته لنا |
Lucy, seni seviyorum ve bugün gerzeklik ettiğim için çok üzgünüm. | Open Subtitles | لوسي، أنا أحبك وأنا آسف لذلك أنني كنت الأحمق اليوم. |
Bu kadını seviyorum, ve hayatımda hiç bu kadar mutlu olmamıştım. | Open Subtitles | أنا أحب هذه المرأة ولم أكن أبد بهذه السعادة في حياتي |
O olduğunda, işleri biraz değiştirmeyi seviyorum ve diyorum ki: | Open Subtitles | عندما يحدث هذا , أحب أن أغير قليلاً ما أقوله |
Onu seviyorum ve başka ne yapabilirim, bilmiyorum. | Open Subtitles | أحبه و لا أعلم ماذا أفعل أيضاً. |
Seni seviyorum ve Sue Halan ne derse yap, tamam mı? | Open Subtitles | انا احبك, و انتى استمعى لعمتك " سو ", حسنا ؟ |
- Ne? Seni seviyorum ve çocuklarımız için yaptığım her şeyi takdir ediyorum. | Open Subtitles | إنني أحبكِ و أقدر كل شيء تفعلينه من أجل أطفالنا |
Seni seviyorum ve bundan sonraki hayatımı... senin yanında geçirmek istiyorum. | Open Subtitles | لانني أحبك وأريد أن أقضي مابقي من حياتي لأعيش بجانبك |
Onu seviyorum ve annesi olmak istiyorum. | Open Subtitles | أنا أحبه وأنا أريد أن أكون أمه |
Seni seviyorum, ve birlikte yaşamak için sabırsızlanıyorum. | Open Subtitles | انا احبك ,ولا استطيع الانتظار لنبدا حياتنا سوي |
Seni Scranton'a götürmeye geldim çünkü seni seviyorum ve seninle olmak istiyorum. | Open Subtitles | "أنا هنا لأعود بكِ إلى "سكرانتون لأنني أحبكِ وأريد أن أكون برفقتك |
seviyorum ve yardım etmek istiyorum, tek bildiğim bu. | Open Subtitles | أنا أحبّه وأريد مُساعدته، وهذا كل ما أعرفه |
Seni seviyorum ve herşeyi karıştırdığımın farkındayım ama seni başkasıyla görmek beni mahvediyor | Open Subtitles | أحبك وأعلم أنني أفسدت الأمر لكن ما يعذبني هو رؤيتك مع فتاة أخرى |
Keşke gelseydi çünkü seni seviyorum ve incitmek istemiyorum ama yetmiyor. | Open Subtitles | أتمنى أن كان كذلك، لأني أحبك ولا أريد، لا أريد أن أسبب الأذى لك، لكن هذا ليس كافيا. |
Dua ettim, çünkü onu seviyorum ve Tanrı'nın dualarıma cevap verdiğini biliyorum. | Open Subtitles | دعوت لها، لأنني أحبها. و أنا أعلم ان الرب استجاب لدعواتي. |