| Bu aileyi sevmiyorsan hemen gidebilirsin. | Open Subtitles | إذا كنت لا تحب هذه العائلة، كنت تعرف ما يمكنك القيام به. |
| Eğer parafini sevmiyorsan vücudundan alınacak bir parça deri eklenebilir. | Open Subtitles | إذا كنت لا تحب الدهون فإنك يمكنك أن تطعم الجلد من جزء آخر من جسدك |
| Demek istiyorum ki, eğer kuralı sevmiyorsan onu yok sayıyorsun, dimi? | Open Subtitles | أقصد, إن لم يعجبك القانون, تتجاهلينه, صحيح؟ أنا لا أستطيع فعل هذا |
| Sigarayı sevmiyorsan bara gelme. | Open Subtitles | إن لم يعجبك التدخين إذاً لا تدخل الى الحانة |
| Bu evi ve aileni sevmiyorsan, eşyalarını topla ve git. | Open Subtitles | اذا كنتى لا تحبين بيتك او عائلتك فاجمعى اغراضك واذهبى |
| Kiraz aromalı sevmiyorsan, portakallısı da var. | Open Subtitles | وإذا لم تحبيه بنكهة الكرز, فهنالك بنكهة البرتقال |
| Ama tabiî, beni sevmiyorsan, o zaman iş değişir. | Open Subtitles | بالطبع . إن كنتِ لا تحبيننى فهذا شئ آخر |
| Beni sevmiyorsan, koltuğumu alamazsın... ya da arkadaşlarımı. | Open Subtitles | إذا كنتِ لا تحبينني .. فلن تجلسي على كنبتي ولن تحصلي على أصدقائي فأنا وما يخصني نأتي معاً عزيزتي |
| Eğer onu sevmiyorsan, öyle olsun. Ama ona söylemelisin. | Open Subtitles | وان كنتِ حقاً لا تحبينه فيجدر بكِ ان تخبرينه بذلك. |
| Tabii ürünü sevmiyorsan elimden pek fazla bir şey gelmez. | Open Subtitles | ولكنني لا استطيع فعل الكثير بهذا الشان اذا كنت لا تحب المنتج |
| Ve biraz dilini kullan... tabi kız arkadaşını öpmeyi sevmiyorsan... | Open Subtitles | واستعملوا اللسان الا اذا كنت لا تحب تقبيل صديقتك |
| Dondurma sevmiyorsan, ne seviyorsun ki? | Open Subtitles | أذا كنت لا تحب الأيس كريم ما الذي تحبهُ؟ |
| Eger bunu sevmiyorsan sende Bir sorun var demektir. | Open Subtitles | إذا كنت لا تحب ذلك، هناك شيء خاطئ مع لك. |
| Rozbif sevmiyorsan, tavuk salatası getirdim. | Open Subtitles | وإذا كنت لا تحب مشوي لحم البقر، وجهت سلطة الدجاج. |
| Karının ihtiyaçlarını karşılamayı sevmiyorsan onunla asla evlenmemeliydin. | Open Subtitles | إذا كنت لا تحب إعالة زوجتك لم يكن يجب أن تتزوج أبداً |
| İsyan edecek bir şey yok. Burayı sevmiyorsan defol git. | Open Subtitles | ليس هناك شيئاً للتمرد ضده لو لم يعجبك المكان هنا , ارحل. |
| Hazırlanmayı sevmiyorsan, trenin keşfini kendin yap. | Open Subtitles | -إن لم يعجبك اعدادي، فقم بتفتيش القطار بنفسك |
| Eğer Let's'in çıtır tadını sevmiyorsan sen git o yağlı markalardan ye. | Open Subtitles | إذا لم يعجبك طعم "ليتس" الرقيق اللذيذ فلا تترددي بتناول تلك الرقائق الأخرى المليئة بالدهون |
| Doğayı sevmiyorsan nasıl orman korucusu oldun? | Open Subtitles | كيف أصبحت حارسة غابات إذا كنت لا تحبين الهواء الطلق ؟ |
| Yüzlerce insanın "Dinini sevmiyorsan bırak onu." dediğini söyleyemeyeceğim. | TED | لا يسعني أن أحصي لكم المئات من الناس الذين قالوا، "إن كنت لا تحبين الدين، إذا غادري بسلام." |
| Beni sevmiyorsan, herkesi sevmiyorsundur. | Open Subtitles | إذا كنت لا تحبينني فأنت لا تحبين الجميع |
| Onu sevmiyorsan, doğru olanı yapmışsın demektir. | Open Subtitles | لو كنتي لم تحبيه فقد عملت الصواب |
| Ama tabiî, beni sevmiyorsan, o zaman iş değişir. | Open Subtitles | بالطبع . إن كنتِ لا تحبيننى فهذا شئ آخر |
| Tabi eğer dürüstçe, seni sevdiğim gibi beni sevmiyorsan. | Open Subtitles | إلا لو استطعت الوقوف هناك وإخباري بصدق أنك لا تحبينني كما أحبك |
| Eğer onu sevmiyorsan, ben olsam evlenmezdim. | Open Subtitles | لو أنكِ لا تحبينه لا أود أن تتزوجيه |