| Sizin de gördüğünüz gibi hiç kimse elmaslarınızı Shalimar'dan asla alamaz. | Open Subtitles | -و كما رأيتم لن يستطيع إخراج ماساتكم من شاليمار سواي أنا |
| Bu pahalı elmasların güvenliğini ise dünyanın en ünlü güvenlik firması Shalimar International yapıyor! | Open Subtitles | -و قد كلفت شركة التأمين الخاصة شاليمار العالمية بحماية هذه الماسات الثمينة |
| Yani artık bu elmasların yasal koruyucusu Shalimar International'un sahibi Bay Charan Grover. | Open Subtitles | -هذا يعني أن مسؤولية حراسة هذه الماسات تقع على عاتق صاحب الشركة شاليمار السيد تشان جروفر |
| Sen ve babam birlikte Shalimar güvenlik kasasını yapıp test sırasında kombinasyonu bile bilmeden test sırasında kasayı açabilen tek adam olduğun gibi. | Open Subtitles | -مثلما قمت أنت و والدي بصنع خزينة شاليمار -و منذ ذلك الحين لم يستطع أحد فتحها بدون أن يعرف رقمها السري سوى رجل واحد |
| Çünkü Shalimar'ın 3 basamağı bilgisayarla tamamlandı. | Open Subtitles | -لأن شاليمار بها ثلاثة مفاتيح إلكترونية على ثلاثة مستويات |
| Eğer Shalimar'e girmek istiyorsak o zaman onun yüzüne ihtiyacımız var. Bunun, bunun. | Open Subtitles | -إن أردنا الدخول إلى شاليمار فنحن نحتاج لهذا الوجه |
| İlk nokta Shalimar'ın 30 metrelik bir koridoru var. | Open Subtitles | -أول معلومة كوردور شاليمار يبلغه إمتداده 100 قدم |
| Gerçek Shalimar 12000 voltluk bir lazer kalkanıyla korunuyor. | Open Subtitles | -في شاليمار الأصلي يوجد غلاف من الليزر -و الذي قوته 1200 فولت |
| Baylar işte karşınızda dünyanın en ünlü kasası Shalimar. | Open Subtitles | -إذن سادتي ، هذه هي أشهر خزنة في العالم إنها شاليمار |
| Shalimar'in en büyük zayıf noktası, havalandırması. | Open Subtitles | -نقطة ضعف شاليمار الكبيرة هي الضغط الجوي |
| Shalimar'in duvarlarının arkasında bu panellerden biri hala var. | Open Subtitles | -و لا زال أحد إمتداداته موجودة حتى الآن و التي تصل إلى شاليمار |
| Shalimar'in yapımında binlerce el çalıştı. | Open Subtitles | -من ضمن آلاف الأيدي التي شاركت في صناعة شاليمار |
| Ama Shalimar'a giden sadece bir yol var. | Open Subtitles | -لكن لا يوجد طريق للوصول إلى شاليمار سوى هذه الغرفة |
| Mükemmel! O halde hemen Atlantis'e gidelim, 9C'ye giriş yapıp ve doğruca Shalimar'e dalalım! | Open Subtitles | -جيد ، نحن سنذهب و نحجز في هذه الغرفة و نذهب مباشرة إلى شاليمار |
| Piyasadan yeterince kredi çektiler ve bir yıllık yoğun bir çalışmadan sonra sonunda Shalimar hazırdı. | Open Subtitles | -و قد أخذو سلفة من التجار لإتمام المشروع -و بعد جهد دام سنة كاملة -إكتمل صنع شاليمار أخيرا |
| Ve Charan Grover, bizi mahveden adam Dubai'ye gitti ve İnternational Shalimar'i kurdu ve refah ve konfor içinde yaşamına devam ediyor. | Open Subtitles | -و تشارن غروفر الذي دمرنا جميعا -سافر إلى دبي و أصبح صاحب مؤسسة شاليمار الدولية -و يتمتع بحياة مليئة بالراحة |
| Temhton Irani'nin sihirli parmakları ve Shalimar kasası. | Open Subtitles | -أصابع فانتم إيراني السحرية -و خزنة شاليمار المحكمة |
| İşte bu, Tammy, sadece 45 metre ileride Shalimar. | Open Subtitles | -هذا هو يا تامي -فقط 150 قدم إلى الأسفل -للوصول إلى شاليمار |
| Çünkü Shalimar'de onun parmak izlerini bulacaklar. | Open Subtitles | -لأن بصمة الإبهام التي سيجدونها على شاليمار ستكون له |
| Yerel alışveriş merkezlerinde Shalimar satmadıklarına eminim. | Open Subtitles | وهم لا يبيعون شاليمار فى السوق المحلى |