O halde kendime bir İngiliz koltuğu, birkaç kitap iskambil kağıdı ve İngiliz sigarası alacağım. | Open Subtitles | كرسى مريح أوراق للعب , بضعة كتب سجائر أنجليزية |
Meksika sigarası içen tek zenci sensin. | Open Subtitles | إنك الزنجي الوحيد الذي تدخن سجائر مكسيكية |
Size bir şaka sigarası veriyorlar ve artık daha iyi hissediyorsunuz. | Open Subtitles | ويعطونكم سيجارة مضحكة، فتشعر باسترخاء أكثر. |
Üç... Keşke bunların herkesin son sigarası olduğunu söyleyebilseydim ama değildi. | Open Subtitles | جميعنا تركنا التدخين بعد ذلك ولكن لم تكن آخر سيجارة لأي شخص |
Adamın biraz parası, şu anahtarlığı, ve biraz sigarası var. | Open Subtitles | لديه فقط بعض المال و سلسلة مفاتيح و بعض السجائر |
Bunun yerine size bir-iki güzel popolu Küba sigarası ayarlasam? | Open Subtitles | كيف إذن أن اعطيكم بالمقابل سيجار كوبي لطيف |
Kendimi, parmağına taktiği o yüzüğe sıkışan sigarası gibi hissettim. | Open Subtitles | شعرت أنني محبوس مثل السيجارة في تلك الحمالة على إصبعها. |
On paket makarna, dört paket kibrit yedi paket de Harvardin sigarası... sekiz paket Montana sigarası. | Open Subtitles | عشر من علب الباستا أربع علب كبريت سبع علب سجائر هارفردين ثمان علب سجائر مونتانا |
İngiliz sigarası. İngiltere'den çıkan tek iyi şey bunlar. | Open Subtitles | سجائر إنجليزية إنه الشيء الوحيد الجيد في انجلترا |
Nereden Fransız sigarası alabilirim acaba? | Open Subtitles | هل تعرف أين بإمكاني شراء أي سجائر فرنسية؟ |
Beş sente üç Lucky sigarası satmıştım yaklaşma cesareti bulana kadar hepsini içmişti. | Open Subtitles | بعت له ثلاثة من سجائر لاكي مقابل قرش ولقد دخنها كلها قبل أن تأتيه الجرأة ليتكي علي |
Bayan, esrar sigarası içiyormuşsunuz. | Open Subtitles | سيدتي, لقد كنت تشربين تدخنين سيجارة ماريغوانا |
sigarası olan var mı? | Open Subtitles | اى شخص معه سيجارة ؟ ماذا عنك، ايها العصا ؟ |
Sürekli kanepede uyuyakalırdı sigarası da ağzında olurdu. | Open Subtitles | في كل وقت، وقال انه مجرد تغفو على الأريكة، سيجارة شنقا فمه. |
sigarası ve pompalı tüfekle, Eve kilitledim. | Open Subtitles | تبدو مرتاحة مع سيجارة و بندقية |
Bir paket Belgium Gold sigarası. | Open Subtitles | الماء المعبّأ بالقناني. أي عُلبة ذهبِ بلجيكا السجائر. |
Bazıları filtresiz Fransız sigarası kullanırdı. | Open Subtitles | حسناً ، بعضهم يدخن تلك السجائر الفرنسيه الغير شرعيه |
- Bu sadece bir sigara dostum. - Bu esrar sigarası! | Open Subtitles | هذا سيجار مخدر حسناً، يبدو مثل السيجارة |
Sanki sigarası, çöldeki tek kolaymış gibi. | Open Subtitles | إنها مثل السيجارة الوحيدة المتبقية المصنوعة من فحم الكوك |
Görünen o ki, elemanınız fırını yakıyormuş ve sigarası gazı tutuşturmuş. | Open Subtitles | إذا , يبدو أن موظفك كان يشعل فرن عندما اشعلت سيجارته خط الغاز |
Sabahın ilk sigarası tüm günün en iyi sigarasıdır cidden. | Open Subtitles | كيف أن أول سيغارة صباحية تكون أفضل سيغارة بكل اليوم |
ve tabii Alman sigarası olmazsa olmaz. | Open Subtitles | و بالطبع من يستطيع العيش بدون السيجار الالماني |
Daha önce çıktınız mı buraya? -Ona gerek yok. Bu onun sigarası. | Open Subtitles | سيجارتها, لا أثر لوجود احمر شفاة عليها انه من ذكائك ملاحظة ذلك |
- Küllükteki kalıntılara göre Küba sigarası içiyor. | Open Subtitles | -بناء على محتويات منفضة سجائره ، -هو يدخن سيجارا كوبيا . |
Ama bir adamın ruhunu alıp bayat bir Pall Mall sigarası gibi kırıp atmak kesinlikle yasal. | Open Subtitles | ورغم ذلك من الشرعي أن تأخذ روح رجل وتسحقها كعلبة سغائر رديئة. |