...sonuna kadar savaşacağını da biliyorlardı ve beni önündeki bir kese kağıdını bile vuramayan Silahsız bir çocukla buraya gönderdiler. | Open Subtitles | ، ويعلمون أنه يحارب حتى آخر لحظة ، وأرسلونى هنا مع فتى غير مسلح . الذى لا يستطيع أن يقاتل |
Ben buradayken Silahsız bir adamı vuramazsın. | Open Subtitles | لا تضرب رجل غير مسلح ليس بينما أَنا حوله |
Rehineleri bırakıp Silahsız bir şekilde dışarı çıkman için 30 saniyen var! | Open Subtitles | أمامك 30 ثانية لتخرج غير مسلح وبدون رهائن |
Silahsız bir kadını öldürdün. | Open Subtitles | لقد قتلتى إمرأة غير مسلحة , وبالقيام بذلك |
Herkes Silahsız bir kadın öldürdüğümü düşünüyor. | Open Subtitles | الجميع يعتقد أنني قتلت إمرأة غير مسلحة لا يوجد أية ثقوب رصاص في أي مكان |
Ama Silahsız bir sivile dört el ateş etti. | Open Subtitles | لكنّها أطلقت أربع دورات فيك ومدني غير مسلّح. |
Sakin ol şampiyon. Ben Silahsız bir adamım. | Open Subtitles | فقط القي هذا السلاح ايتها الضابطة . انا رجلٌ بدون سلاح |
CPD Silahsız bir çocuğu ipod çalarken vurdu. | Open Subtitles | مكافحة الشغب قتلت فتى غير مسلح يحزم جهاز الآيبود |
Ve Silahsız bir Taliban şüphelisini öldürmenin kendi tercihi olmadığını mı söylüyorsunuz? | Open Subtitles | وقتل طالبانى غير مسلح يعتبر شئ ما لا يفضل أن ينسب اليه كما تقول؟ |
Ayrıca biliyorum ki, Silahsız bir adamı arkasından vurmazsın. | Open Subtitles | أنا أيضا أعلم أنكى لن تقومى باطلاق النار على رجل غير مسلح فى ظهره |
Destek olarak arkasında 45 kiloluk kız ile duran Silahsız bir adam için büyük laflar. | Open Subtitles | كلام كبير من رجل غير مسلح مع 100 باوند كدعن له |
Dokuz ay önce orada Silahsız bir çocuğu vurdum. | Open Subtitles | منذ تسعة أشهر، أطلقت الرصاص على فتى غير مسلح ها هنا |
Silahsız bir adamı vurmazsın sen. | Open Subtitles | أنت لا تطلق النار على رجل غير مسلح |
Bar soymak ve Silahsız bir adamı öldürmek gibi şeyler. | Open Subtitles | اشياء مثل سرقة حانة, وقتل رجل غير مسلح. |
Bir jedi'nin Silahsız bir adamı öldürmeyeceğini biliyorum. | Open Subtitles | اعلم ان الجاداي لا تقتلوا رجل غير مسلح |
Sevdiğim kadının Silahsız bir biçimde katillerin arasında olması... | Open Subtitles | اعني, انا اشاهد المرأة التي احبها غير مسلحة ومحبوسة مع هؤلاء القتلة |
Sandalyeye bağlı Silahsız bir kızı vuramazdım. | Open Subtitles | لم أكن لأطلق النار على فتاة غير مسلحة ومربوطة بكرسي. |
Odanın arkasından bir kapı açılıyor küçük adımlarla Silahsız bir kadın elinde çayla içeriye giriyor. | Open Subtitles | يفتح الباب في نهاية الغرفة و تدخل امرأة صغيرة غير مسلحة حاملة كوباً من الشاي |
Fuller'in timi Silahsız bir aileyi öldürmüş. | Open Subtitles | وحدة فولر قتلت عائلة غير مسلحة |
Niçin insan, hele Silahsız bir polis memuru, taksiye biner ki? | Open Subtitles | لم سيقوم شخص ناهيك عن شرطي غير مسلّح بركوب سيارة أجرة بمدينة نيويورك ؟ |
Şu anda karşında Silahsız bir şekilde duruyorum eğer oğlun geri gelecekse, o zaman öldür beni. | Open Subtitles | ها أنا أقف امامك .. بدون سلاح .. اقتليني |
Silahsız bir oyuncakçıyı paketlemek için bir avuç dahiye ihtiyacım yok. | Open Subtitles | فلا أحتاج مُساعدة مجموعة من العباقرة على إعتقال فنان غير مُسلّح. |
Silahsız bir adamı vurmazsın değil mi, Copper ? | Open Subtitles | أنت لا تطلقين النار على رجل أعزل اليس كذلك ؟ |