ويكيبيديا

    "sinemanın" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • السينما
        
    • للسينما
        
    • بالسينما
        
    Şu an dövüşmek için çok doluyum ama bu akşam sinemanın önüde dövüşürüz. Open Subtitles إن مشغول جداً الآن للعراك معكم ولكنني سوف أتعارك معك الليلة خارج السينما
    Foster sinemanın kamera sistemine sızıp orada olduğunu gösteren görüntüler yerleştirmiş. Open Subtitles اخترق فوستر نظام مراقبة السينما ووضع لقطات له وهو يزور السينما
    sinemanın karanlığında, odanın köşesindeki televizyonla. TED في ظلمات السينما والتلفزيون في ركن الغرفة.
    Ve işte bu da beni son parçaya götürüyor -- ki bu da sinemanın benim için olan anlamı. TED وأعتقد أن ذلك سيأخذنا إلى فيلمي الأخير، ما الذي تعنيه السينما بالنسبة لي.
    sinemanın ilk senesine eşitiz. TED كما لو كنا في السنة الأولى للسينما.
    Ülkemde film, sinemanın ötesine gitme potansiyeline sahip. TED في بلادي ، للأفلام القدرة على تجاوُز السينما
    Olayın kilit noktası sinemanın girişiydi. Open Subtitles وكان البقعة المختارة فى هذا الطابور تقع أمام مدخل السينما مباشرة
    O gün sinemanın önünden geçiyordum ve senin motosikletini gördüm. Open Subtitles ذلك المساء كنت أمشي بجوار السينما ورأيت دراجتك البخارية
    Burası, modern sinemanın doğduğu yer. Open Subtitles . هنا المكان الذى ولدت فيه السينما الحديثة
    Burası, modern sinemanın doğduğu yer. Open Subtitles . هنا المكان الذى ولدت فيه السينما الحديثة
    sinemanın tuvaletinde düşerseniz ve kafanızı lavaboya çarparsanız... bedava patlamış mısır. Open Subtitles تَنزلقُ في حمّام قاعة السينما ...وتَضرِب رأسكَ على المغسلةِ فشار مَجّاني
    Zaten bu sinemanın sıkça kullandığı bir şeydir. Fakat burada set, ...gerçekten bir set görünümündedir. Open Subtitles صحيح، أن هذا يحدث كثيراً في السينما ولكن هنا موقع التصوير يبدو كموقع تصوير
    sinemanın hemen yanında inanılmaz bir erişteci vardı da. Open Subtitles إن الأمر أن هناك مطعم للمعكرونة بجانب السينما
    Ben sadece sinemanın açılmasını bekleyen yaşlı ve yorgun bir adamım. Open Subtitles انا فقط رجل عجوز متعب انتظر صالة السينما ان تفتح
    Gelirsen yarın akşam sinemanın dışındaki kafede çay içmeye gel. Open Subtitles حسناً, إذا يمكنك مقابلتي مساء غداً, لشرب الشاي في مقهى خارج السينما
    Gerçekten filmleri seviyordu ve sinemanın nasıl olması gerektiğine dair belli birtakım fikirlere kapılmadı. Open Subtitles أحب الأفلاّم للغاية، و هو لم يّحاصر في إيديولوجيات معينة عن كيف يجب أن تبقى السينما.
    FBI, Şikago'daki bir sinemanın dışında çatışmaya girip adamı yakaladı. Open Subtitles وقبضت المباحث الفدرالية عليه في تبادل كبير لاطلاق النار خارج السينما في شيكاغو
    Bu nedenle sinemanın görevi ses vermektir... Open Subtitles لذلك أصبحت السينما تمثّل صوتا لـمجتـمعنا..
    sinemanın en büyüleyici çifti. Open Subtitles إنّهما الثنائي الأكثر سحراً في عالم السينما.
    sinemanın dışındaki ankesörlü telefonun yanında bekleyen bir adamım var. Open Subtitles لدي رجل يتمركز عند هاتف عمومي خارج السينما
    Evimize giden yolda 12 sinemanın 48 salonunda, 227 film oynuyordu. Open Subtitles كانت هناك 12 داراً للسينما في نطاق 30 كم من منزلنا. ثمانية وأربعون شاشة، 227 عرضاً، معدل طول الفيلم...
    Bu aslında alegorik olarak ya da tepkisel olarak sinemanın kendisine inanmaktır. Open Subtitles إنه يعكس أيضاً، وبشكل رمزي السؤال حول الإيمان بالسينما ذاتها

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد