| En azından benim babam sinirlendiğinde, buz kıracağıyla insanları delmiyor. | Open Subtitles | على الأقل حين يغضب أبي لا يطعن الناس بكسارة الثلج |
| sinirlendiğinde kasları benim müziğimi susturur. | Open Subtitles | وقال العضلات كتم صوت الموسيقى عندما قال أنه يغضب. |
| sinirlendiğinde, her şeyi kırmızı görüyor. | Open Subtitles | لديه مشكلة عندما يغضب ، يرى إشارة الخطر الحمراء |
| sinirlendiğinde susmak gibi bir alışkanlığın var anne. | Open Subtitles | لديك عادة سيئة يا أمي تسكتين عندما تغضبين |
| sinirlendiğinde, gözlerinin ne kadar güzel olduğundan bahsediyordu. | Open Subtitles | عن عينيكي كم تبدو جميلة عندما تغضبين منه |
| Demek istediğim sinirlendiğinde etrafta kimse olmadığında ne olacağı. | Open Subtitles | أحاول إخبارك بما يحدث عندما يغضب ولا يكون هناك أحد بالجوار |
| Bir Monstrous Nightmare sinirlendiğinde, tüm vücudu ateşlerle kaplanır. | Open Subtitles | عندما يغضب مونستيرز نايتماير كل جسمه يغطى بالنار |
| En azından sinirlendiğinde bununla nasıl baş edeceğinin bilincinde olmuş olur. | Open Subtitles | ،لكي يكون بعلِم متى يغضب .وكيف يتعامل مع ذلك بطريقة أفضل , بوقتِ ذلك |
| Çocuklar sinirlendiğinde bununla iki şekilde baş ederler diyor. | Open Subtitles | إنه يقول أنه عندما يغضب الفتيان يتعاملون مع الغضب بإحدى طريقتين. |
| sinirlendiğinde ağzından tükürükler saçardı. | Open Subtitles | ،عندما كان يغضب البصاق يتطاير من فمه |
| sinirlendiğinde korkunç olur, ama kibar davrandığında gerçekten çok tatlıdır. | Open Subtitles | ...هو حقا يكون مخيف عندما يغضب ولكن ،... لكن عندما يكون لطيفا |
| Ve Tanrı sinirlendiğinde, bizi nereye göndermeyi düşünür? | Open Subtitles | وعندما يغضب الرب، فأين يفكر في إرسالنا؟ |
| - Charles Boyle sinirlendiğinde insanlara bebeğim der. | Open Subtitles | "تشارلز بويل ينادي الناس " حبيبي عندما يغضب |
| Bilirsin, sinirlendiğinde bir şeyler söyler. | Open Subtitles | أنت تعرف , عندما يغضب بقول أشياء |
| Patron her sinirlendiğinde onu fırçalar. | Open Subtitles | عندما يغضب الرئيس فإنه يعذبه |
| Bay Noonan'ın sinirlendiğinde golf sopasıyla kendine vurması gibi. | Open Subtitles | تمـامـا مثل السيد (نونـان) يستمر في ضرب نفسه بالمضرب حين يغضب |
| sinirlendiğinde neler olduğunu biliyoruz. | Open Subtitles | فنحن نعلم ماذا يحدث حين تغضبين. |
| sinirlendiğinde ne kadar güçlü olduğunu unutmuşum. | Open Subtitles | نسيت مقدار قوتك حين تغضبين |
| Bana sinirlendiğinde değil ama. | Open Subtitles | ولكن ليس حينما تغضبين منّي. |
| sinirlendiğinde aynı ona benziyorsun. | Open Subtitles | تبدين مثله عندما تغضبين |
| - Sesin sinirlendiğinde tizleşiyor. | Open Subtitles | صوتكِ عالي عندما تغضبين ! |