Sofistike suç ağları hapishane sistemindeki ırkçı bir ideolojiden doğmuştu. | Open Subtitles | شبكتهم الاجرامية المعقدة, نشأت من ايديولوجية عنصرية من نظام السجون. |
Tanık Koruma sistemindeki dosyalara baktık görünüşe göre korsanımız yurt içinde biryerlerde olmalı. | Open Subtitles | كنا نستعرض ملفات نظام حماية الشهود وكان بإمكاننا أن نؤكد الإختراق حدث محليًا |
Herkesin görebileceği şekilde. Yani bilginizi giriyorsunuz. Sonra, Londra metro sistemindeki gibi, küçük trenler sizin düşüncelerinizle dolaşıyorlar. | TED | فقط ليراها الجميع. تقوم بإدخال معلوماتك وحينها مثل نظام مترو الأنفاق في لندن القطارات الصغيرة تنقل رأيك. |
Jüpiter'in manyetik alanı Güneş sistemindeki en geniş ve kuvvetli olanıdır. | Open Subtitles | المجال المغناطيسي لكوكب المشتري هو الاكبر و الأقوى في النظام الشمسي |
Güneş sistemindeki bir çok uydunun yüzeyinde benzer malzemeye rastlıyoruz. | Open Subtitles | نراه على سطح العديد من الأقمار في النظام الشمسي الخارجي |
Güneş sistemindeki pek çok cisim sıvı suya sahip değil, o yüzden oralara bakmıyoruz. | TED | والعديد من أجسام النظام الشمسي لا يحتوي على ماء سائل؛ ولذلك لا نبحث هنالك. |
Bazı tahminlere göre, sağlık sistemindeki her 20 ila 30 doktorda 1 önleyici yaklaşıma ihtiyacımız var. | TED | حيث يقدّر البعض بأننا بحاجة إلى باحث واحد لكل عشرين إلى ثلاثين طبيب سريري في نظام الرعاية الصحية |
Ceza yargılama sistemindeki bekar kadınların neredeyse hepsi sosyal şiddete ve istismara maruz kalmıştır. | TED | تقريبًا كل امرأة في نظام العدالة الجنائية تعرضت للعنف والإعتداء. |
Onlar başka bir güneş sistemindeki başka bir gezegende yaşıyorlar. | Open Subtitles | إنهم يسكنون على كوكب آخر في نظام شمسي مغاير |
Bu güç alanı Hoth sistemindeki altıncı gezegeni koruyor... ..ve her türlü bombardımana karşı koyacak güçte. | Open Subtitles | يحمى منطقة فى الكوكب السادس من نظام هوث الدرع قوى بما يكفى لصد أى قصف |
Bugün herhangi bir savunma sistemindeki tepki-saldırı süresinden iki ile üç saniyelik bir hız avantajına sahip. | Open Subtitles | هذا يعطى أفضلية فى السرعة من ثانيتين لثلاثة لرد الفعل ووقت الهجوم على أى نظام دفاعى موجود لدينا اليوم |
Bir Güneş sistemindeki iki gezegende yaşam demek: | Open Subtitles | كوكبان في نظام شمسي واحد يتمتّعان بالحياة. |
Benim himayemdedir. Federal hapishane sistemindeki sırası 32'dir. | Open Subtitles | مرافقي , رقمة 32 في نظام السجون الفيدرالية |
Böylece perde sistemindeki sorgu; bize araştırmalar boyunca inanç sınavı yapmıştır. | Open Subtitles | وهكذا فان نظام التناغم فى السؤال، قادنا من خلال الأبحاث الى اختبار لا مفر منه حول الأيمان. |
2003'te, Tüm Güneş sistemindeki o zamanlar bilinen en uzak cismini keşfettim. | TED | وفي عام 2003، لقد اكتشفت شيئًا في التوقيت المناسب كان أبعد جسم معروف في كامل النظام الشمسي. |
Güneş sistemindeki dışsal cisimlerin hepsi bir şeye göre tepki veriyordu. | TED | إن كل هذه الأجسام في النظام الشمسي الخارجي كأنهم في ردة فعلٍ على شيء ما. |
Bunu butun hemsire sayiyla carptiginiz zaman saglik sistemindeki 40 hastanenin butun bolumlerinde gercekten oldukca buyuk bir etkiye yol acti. | TED | وعندما تحسب ذلك على كل الممرضين في كل الأجنحة في 40 مستشفى طبق هذا النظام ونتج عن ذلك, أن هناك تأثير كبير |
Arıtma sistemindeki suyun ona faydası olup olmadığı henüz belli değil. | Open Subtitles | سواء الماء الغير الملوّث من مياه المجاري النظام يساعده حتى في كل غير واضح. |
Belki de bu yargi sistemindeki... onyarginin bir kaniti. | Open Subtitles | .. ربما ان هناك قول مثل الإجحاف في النظام القضائي |
Belki de bu yargı sistemindeki önyargıyı... açıklar. | Open Subtitles | .. ربما ان هناك قول مثل الإجحاف في النظام القضائي |
ve Mars'ın ötesinde de Güneş sistemindeki su tamamen donmuş durumda. | TED | وأبعد من المريخ، فالمياه في المجموعة الشمسية مجمدة بأكملها. |
Gördüğünüz üzere Mars tam olarak Dünya gibi değil ama şimdiye kadar tüm güneş sistemindeki en çok yaşanabilir yer. | TED | والآن، كما ترون، فإن المريخ ليس مثل الأرض تماما، ولكنه أنسب مكان للعيش في نظامنا الشمسي كله. |
Geçmişimize baktığımızda diğer gezegen yörüngelerinin Güneş sistemindeki yörüngeler gibi olduğunu hayal etmiştik. | Open Subtitles | لقد تصورنا أن هذه الكواكب ستبدو شبيهة تمامًا بالكواكب التي تدور حول شمسنا |