| Bir sürü iyi oyuncu siyah yüz olayını yaptı. | Open Subtitles | الكثير من الممثلين العظماء أدّو الوجه الأسود |
| Pastiş hafta sonu bir siyah yüz partisi verdi. | Open Subtitles | أقامت "باستيش" حفلة الوجه الأسود في نهاية الأسبوع. |
| Zenci bahçe süsü ve siyah yüz partisi gibi kendimizi iyi hissetmemizi sağlayan fikirler de senden çıkmamış mıydı? | Open Subtitles | ألست من جعلتنا نشعر بالسعادة والتفاؤل كما في مسألة فارس العشب وحفلة "الوجه الأسود"؟ |
| Silah olmamalı, siyah yüz partisi gibi şeylerin sonuçları olmalı ve o aptal kampüs polisi kovulmalı. | Open Subtitles | لا مسدسات، ونطالب بعواقب لأمور مثل حفلات "الوجه الأسود" وبطرد شرطي الحرم الجامعي الأحمق ذاك. |
| siyah yüz partisine duyulan öfke yerini tüm kampüste ilgisizliğe bırakınca | Open Subtitles | في خضم غليان الطلاب في الحرم الجامعي إزاء أحداث حفلة "الوجه الأسود"، |
| İnsanlar bu siyah yüz partisini tamamen boş verdiler. | Open Subtitles | لقد نسي الناس تماماً أمر حفلة "الوجه الأسود" تلك. |
| Ama siyah yüz partisi beni çok sarstı. | Open Subtitles | لكن بعد حفلة "الوجه الأسود"، كنت مصدومةً للغاية. |
| siyah yüz boyası. | Open Subtitles | طلاء الوجه الأسود |