Acımasız, işgüzar bir siyasetçi olmuşsun! Lanet olsun! Eğer bunlara inanıyorsan.. | Open Subtitles | لقد أصبحت قاسي القلب و سياسي متواطئ إذا كان هذا ماتعتقدين.. |
kurbanlardan birisi siyasetçi ve aynı zamanda Halk Güvenliği'nden emekli. | Open Subtitles | والثاني هو أن من بين الضحايا هو سياسي وكذلك مسؤول الأمن العام المتقاعدين. |
Letitia, entellektüel sosyetik... Patrick, prensip sahibi siyasetçi... | Open Subtitles | ليتيشا المرأة الاجتماعية , وباتريك , السياسي المبتديء |
Yoksa bir kardiyolog, bir avukat veya yerel bir siyasetçi olabileceğini mi düşünürsünüz? | TED | أم هل تظن إنها أخصائية قلب؟ محامية ؟ أو سياسية محلية؟ |
O, ne güçlü bir siyasetçi ne de bir lobici. | TED | وهي ليست أحد السياسيين البارزين. ولا عضوة في جماعات الضغط |
Ben bir siyasetçi, sen ise bir savaşçı. Tek söylemde birleşmiş. | Open Subtitles | أنا سياسى وأنت مقاتلة نكون صوت واحد |
Ben siyasetçi değilim. Köşelerde anlaşma yapmam. | Open Subtitles | أنا لست سياسياً لأقوم بصفقات من وراء ظهور الناس |
Düşünsene, bir siyasetçi canlı yayında politikasını değiştirdi. | Open Subtitles | تخيل معي، سياسي يغير توجهاته على الهواء مباشرة |
Ve tabiki Deccal'ın ilkin bir siyasetçi olacağı benim için şaşırtıcı değildi. | Open Subtitles | أعتقد عاطفية حقاً مفاجأة أن المسيح الدجال وكان رجل سياسي أولاً. |
Senin gibi dört dörtlük bir siyasetçi söylüyorsa bunu... | Open Subtitles | حسنًا ، قادم من سياسي من الطراز الأول مثلك |
Bir de hiçbir siyasetçi asla mayolu bir şekilde fotoğrafının çekilmesine izin vermemeli demiş. | Open Subtitles | نعم ولقد قال إيضًا أن إي سياسي عليه أن يلتقط له صورة وهو بملابس السباحة |
Hiçbir seks kaseti olmadan alt edilen ilk siyasetçi olacaksın. | Open Subtitles | سوف تكون أوّل سياسي يتم الإطاحة به بشريط يكشف عدم معاشرتك امرأة على الإطلاق. |
Kenya'nın eşcinsel olduğunu açıklamış ilk siyasetçi adayı olmuş. | TED | أصبح أول مرشح سياسي كيني مثليي الجنس. |
Kendi siyasetçi kıçınızı kurtarmak için onu öldürmeye ve bizi kapatmaya çalıştınız. | Open Subtitles | حاولت قتله وتدميرنا لإنقاذ مستقبلكِ السياسي |
Ve hiç kimse yerel siyasetçi Samuel Adams kadar kendini bu işe adamamıştı. | Open Subtitles | ولم يُكرَّس أحد نفسه لذلك أكثر من "السياسي المحلي "صامويل أدامز |
Girişimci ruh ve siyasetçi bir kafa. | Open Subtitles | مشاريع ورئاسة في المجال السياسي |
Şimdi de siyasetçi mi oldun? | Open Subtitles | ان اخبر الناس ما يريدون سماعه اه.انتِ سياسية الآن ؟ |
Sen de gerçek bir siyasetçi değilsin, öyle olsaydın bu işi kıvırırdın. | Open Subtitles | وأنت لست سياسية حقيقة, إذ لو كنت كذلك, كنت ستستغلين الموقف. |
Ve bu, dünyada hiç doğru dürüst... bir siyasetçi olmadığı anlamına gelir! | Open Subtitles | وذلك يعني.بأنه لا يوجد أحد آخر محق وصادق السياسيين أمثالي في العالم لا يا سيدي. كم هذا لطيف |
siyasetçi üzerine ateş açıImış. | Open Subtitles | شخصاً ما اطلق النار على سياسى زائر |
Yakından bak. Ben bir siyasetçi değilim. | Open Subtitles | آنظر بقرب, إنني لست سياسياً. |
Walther siyasetçi olduğu için öldürüldü. | Open Subtitles | والثر قد قُتل لانهُ كان سياسيا |
Kızları film yıldızı, şarkıcı, siyasetçi yapacağım sizi diyerek alır... | Open Subtitles | في انتقاء الكلمات يرسلهن إلى نجوم سينمائيين مطربين , سياسيّين |
Benimle bir siyasetçi gibi konuşmayı bırak. | Open Subtitles | -توقفى عن الكلام معى بهذا الأسلوب السياسى |
- Bu bir siyasetçi için bile alaycıydı. | Open Subtitles | هذا كان ساخرا حتى بالنسبة لسياسي بني مررت بالكثير من عمليات الإقتراع |
Troels Höxenhaven saygın bir siyasetçi, Adalet Bakanı parti başkanı ve Dışişleri Bakanıydı. | Open Subtitles | ترولز كان وزير عدل رفيع المستوى وعضو برلماني... ...وزعيم حزب ووزير خارجية |