Biliyorsunuz, siz hanımlar... Siz değil, Profesör. | Open Subtitles | أنتما أيتها السيدتان ليس أنت أيتها البروفسورة |
Peki bu adam odada mıydı? Siz değil doktor. | Open Subtitles | وكان ذلك الرجل في الغرفة, ليس أنت أيها الطبيب ؟ |
O bir asker ve ne yapacağımıza biz kendimiz karar veririz, Siz değil. Burada işimiz bitti. | Open Subtitles | و هو محارب و نحن نقرر ما نفعله به و ليس أنت لقد انتهينا هنا |
Dünyanın geriye kalanı, milyarlarca insan gerçek futbol oynuyor, ama Siz değil. | Open Subtitles | بقيّة العالم، مليارات الناس، يلعبون كرة القدم الحقيقيّة يوميّاً، ولكن ليس أنتم |
Aranızda sadece Sybil kır evinde mutlu olabilir ama Siz değil. | Open Subtitles | من بينكم جميعاً، "سيبيل" ربما تجد البهجة في كوخ، لكن ليس أنتِ |
Hayır sadece Siz değil, fakat artık piyasada değil ve biz de amacınızın bir parçası olmaktan memnunuz ve yapabildiğimiz noktada katkı yapmaktan mutluluk duyarız. | Open Subtitles | اوه , لا لا ليس انت فقط ولكنه البيت خارج السوق ونحن متحمسون ان نكون جزء من قضيتك |
Ve bir kişi bu görev uğrunda yaşamını riske sokmalıysa o zaman bende yapmalıyım, Siz değil. | Open Subtitles | و اذا أى شخص فى هذه البعثة عرض نفسه للخطر اذن انا الذى سيفعل ذلك و لست انت |
- Siz değil, Bölge Başsavcısı'na dedim. | Open Subtitles | ولماذا يجب أن نعرف مكانه؟ ليس أنت .. المدعي العام |
- Siz değil, bayan. Horace! | Open Subtitles | ليس أنت لقد أخطأت أنا أقصد هوارس |
Tamam, ilk olarak, Teal'c, SG-1'in bir üyesi olduğun sürece zamir olarak "biz" demelisin, "siz" değil. | Open Subtitles | حسنا, أولا تيلك طالما أنت عضو في اس جي-1 يجب أن تستعمل الضمير نحن ليس أنت |
O kanser, Siz değil. | Open Subtitles | فهو المصاب بسرطان الرئة, ليس أنت |
Siz değil, efendim. Ellerinizi indirebilirsiniz. | Open Subtitles | لا ليس أنت سيدي يمكنك إنزال يديك |
Dilemeyin Şef. Siz değil. | Open Subtitles | لا تتأسف أيها الشيخ ليس أنت أيها الشيخ |
Ama Siz değil, siz normal değilsiniz. Siz özelsiniz. | Open Subtitles | لكن ليس أنتم يا رجال لأنكم لستم طبيعيين أنتم نوع خاصّ |
Siz değil çocuklar. Siz derse girin. Hadi, hadi. | Open Subtitles | ليس أنتم يا أولاد, اذهبوا لصفوفكم هيا, هيا, هيا , ابتعدوا عني |
Bunu yaşayan benim, Siz değil. | Open Subtitles | أنا التي عليها أن أعانيها ليس أنتم |
Gibbs'e garezi olan albaydı, Siz değil. | Open Subtitles | كان العقيد هو من لديه نية لأيذاء (غيبز)، ليس أنتِ. |
Hayır, hayır, hayır. Siz değil Bayan Claythorne. | Open Subtitles | لا لا لا ليس أنتِ سيدة كلاثون |
Siz değil sevgili Dük'üm. Siz zaten ölüydünüz. | Open Subtitles | ليس انت ياعزيزى الدوق انت ميت بالفعل |
Siz değil, ama ben bu şekilde hissediyorum. | TED | ربما ليس انت .. بل انا |
Ama, Siz değil. O gitmek istedi. | Open Subtitles | حسنا لست انت هو من يريد ان يفعل هذا |
Hayır, Siz değil, efendim. | Open Subtitles | ليس أنتما يا سيدي |
Burada askeri konularla ilgili kararları ben veririm, Siz değil! | Open Subtitles | أنا الذي أحكم على الأمور العسكرية هنا وليس أنت |
Bakın, yatakta yatan bendim bu da ben kabul ettim anlamına geliyor, Siz değil. | Open Subtitles | أنظرا , لقد كنت الشخص الذي نام على المفرش و ذلك يعني أنني رضيت بهم وليس أنتم من فعل |