- Birisi kilide sakız sokmuş. - Bu şehirdeki bir kaç vahşi. | Open Subtitles | شخص ما حشر علكة بداخلها حفنه من الهمج في هذه المدينه |
Kurşunu çıkarmak için parmaklarını kurbanın omuz yarasına sokmuş. Hepsi kendini kurtarmak için. | Open Subtitles | لقد حشر أصابعه في جرح كتف الضحية لإستعادة الرصاصة |
Babam birinin kafasını tuvalete mi sokmuş? | Open Subtitles | أبي حشر رأس أحدهم إلى التواليت ؟ - أسكت- |
Glaber'in himayesi bizi elit tabakaya sokmuş olabilir. Ama orası kurtlar sofrası. | Open Subtitles | ربما حظوة (جلابر) عبّدت الطريق نحو النخبة لكنّهم ذوو شهية مفترسة |
Glaber'in himayesi bizi elit tabakaya sokmuş olabilir. Ama orası kurtlar sofrası. | Open Subtitles | ربما حظوة (جلابر) عبّدت الطريق نحو النخبة لكنّهم ذوو شهية مفترسة |
Tam yolu yarılamışlar ki akrep iğnesini kurbağanın kıçına sokmuş. | Open Subtitles | وفى منتصف الطريق عبر النهر العقرب لدغ الضفضع فى ظهره |
Kendini bir deliğin en dibine sokmuş bir adamsın aklın sana oradan çıkış olmadığını söylüyor. | Open Subtitles | ،رجل أقحم نفسه داخل حفرة عميقة منطقياً كنت لأقول لك لا مخرج منها |
Derenin ortasında akrep, kurbağayı sokmuş. | Open Subtitles | وقفز على ظهر الضفدع في منتصف الطريق لدغ العقرب الضفدع |
Nehrin yarısına varmışlar ki, akrep kurbağayı sokmuş. | Open Subtitles | وفي منتصف النهر، العقرب لدغ الصفدع |
Kardeşine yardım etmek için kendisini bir yem olarak soruşturmaya sokmuş olabilir. | Open Subtitles | ربما يكون قد أقحم نفسه في القضية كطُعم ليساعد أخاه |
Nasıl bir karmaşanın içine sokmuş kendini? | Open Subtitles | ما نوع الورطه التى أقحم نفسه فيها ؟ |