"solup" - ترجمة من تركي إلى عربي

• تذبل
• تتلاشى
• ذبلت
• يذوي
• ستذبل

Büyüyüp çiçek açıyorlar ve solup ölüyorlar ve başka bir şeye dönüşüyorlar.
إنها تنمو وتتفتّح ثم تذبل وتموت وتتحوّل إلى شىء آخر

Açıkça bir anne olmayı seçen bir kadının ruhu solup, ölmeli mi?
أيجب على روح المرأة أن تذبل و تموت لمجرد أنها اختارت أن تصبح أماً؟

Bitkilerin Latince isimleri etiketlere yazılıp üstlerine takılmıştı ama yazılar solup siliniyor.
إن الأسماء اللاتينية للنباتات مطبوعة على بطاقات مرفقة بها و لكن الطباعة تتلاشى

Bir insanın hayatının, iyi bir insan hayatının, ...solup gidişini izledim, birilerine yardım etmeye çalışan adamın.
شاهدت حياة هذا الرجل, هذا الرجل الصالح تتلاشى لأنه كان يحاول مساعدة أحدهم

Krypton'la bağları kopan bu karakollar uzun zaman önce solup ölmüştü.
اجتثت من الكربتون، هذه البؤر الاستيطانية ذبلت وهلكت منذ أمد بعيد.

Sarayın teraslarında, odalarında solup gitsin istemiyorum Daye.
‫لا أريد أن يذوي شبابها هنا‬ ‫في هذا القصر يا "درة". ‬

Nihayetinde solup, kararıp düşüyorlar.
في النهايه. ستذبل تتحول إلى اللون الأسود و تسقط

Külden başka bir şey kalmayana dek solup ölmelerini izle.
شاهدها وهي تذبل وتموت حتى لا يبق إلا الرماد

* solup gidiyor şimdi, Hollywood'un bir köşesinde *
* الآن هي تذبل * * في مكان ما في هوليوود *

Dudaklarınızın allığı solup gitmeden önce
~ قبل أن تذبل زهرتكن ~

Dudaklarınızın allığı... solup gitmeden önce
~ قبل أن تذبل زهرتكن ~

Bütün bunlar solup gidecek, yanıp kül olacak.
كل هذه الأمور سوف تتلاشى بعيدا، وتختفى مثل الدخان

Kurtarıcı'nın inancı soldukça masal diyarları da solup gidiyor.
مع تلاشي إيمان المخلّصة تتلاشى كلّ ممالك القصّة

Büyük geceler, büyük başarılar, hepsi solup gider.
الأحداث الهامة والإنجازات تتلاشى.

Bu evi satmaya karar verdiğimde o çiçek solup kurudu.
عندما قررت بيع المنزل الوردة ذبلت و جفت

# Gördüğüm en güzel çiçek # # Yavaş yavaş solup gitmekteydi #
"والزهرة الجميلة التي أراها دائماً، قد ذبلت إلى ساق"

...solup, kuruyuverdi...
"ذبلت أوراقها"

Onun böyle solup gitmesini izlemenin senin için ne kadar zor olduğunu biliyorum.
أنا أعرف كم هو صعبٌ عليكِ مشاهدته يذوي

Umutlarımız, amaçlarımız, hatta ilişkilerimiz solup, ölür."
"الأمال والأهداف وحتى علاقاتنا ستذبل وتموت."