| Bu çalışma, belirli bir eşleştirmenin üremesiyle sonuçlanacak genotipleri göstermek için kullanılan ünlü Punnett Karesi ile sonuçlandı. | TED | وهذا العمل أدى إلى ظهور مربع بونيت المشهور، الذي يُستخدم لإظهار النمط الجيني الذي سينتج عند تربية زوج محدد من الأنواع. |
| Ek risk gerektirmeden, büyük sayıda kazazedelerle sonuçlanacak hedefler de var. | Open Subtitles | سينتج عنه عدد كبير من الضحايا بدون المخاطرة الإضافية |
| Öyle ya da böyle, olaylar o geminin yokedilmesi ile sonuçlanacak. | Open Subtitles | الأحداث تسير فى مسار سينتج عنه تدمير تلك السفينة |
| Sinir krizleri ve maddi, manevi şiddetle sonuçlanacak yeni sorunlarla karşılaşacağız. | Open Subtitles | أن ذلك سيؤدي إلى مشاكل جديدة" وسيجلب المزيد من الإضطرابات العصبية" والنفسية والعنف الجسدي" |
| Sinir krizleri ve maddi, manevi şiddetle sonuçlanacak yeni sorunlarla karşılaşacağız. | Open Subtitles | لأنني أعلم أن ذلك سيؤدي إلى" مشاكل جديدة وسيجلب المزيد من الإضطرابات العصبية" والنفسية والعنف الجسدي" |
| Dünya üzerindeki her adam kadın ve çocuğu imhayla sonuçlanacak bir planı uyguluyorlar. | Open Subtitles | لقد تم تنفيذ خطة من شأنها أن تؤدي إلى إبادة كل رجل وامرأة وطفل على وجه هذه الأرض |
| Onlarca yıldır, Dünya üzerindeki her adam kadın ve çocuğu imhayla sonuçlanacak bir planı uyguluyorlar. | Open Subtitles | على مدى عقود، كانوا ينفذون خطة... التي ستؤدي إلى إبادة كل رجل وامرأة وطفل... على وجه هذه الأرض. |
| Ve bu ziyaret bununla sonuçlanacak. | Open Subtitles | و تعتقد هذا ما سينتج من هذا النوع من الزيارات |
| Ve bu ziyaret bununla sonuçlanacak. | Open Subtitles | و تعتقد هذا ما سينتج من هذا النوع من الزيارات |