Laennec, söylendiğine göre, Paris sokaklarında yürürken iki çocuğun bir sopayla oynadıklarını görür. | TED | ويقال بأن لينيك كان يتمشى في شوارع باريس ورأى طفلين يلعبان بعصا |
Düşünün ki tahta ve ucunda bir kancası olan bir sopayla yapılıyordu. ya da her ikisiyle. | TED | تخيل القيام بذلك بعصا خشبية في نهايتها كلاب. للقيام بأحد هذه الأعمال. |
Bay Halliwell, hayatını sopayla topa vurmaya çalışarak geçirmiş bir yetişkinim ben. | Open Subtitles | سيد هاليويل انا رجل بالغ اقضى حياته يحاول ان يضرب الكرة بالعصا |
Karısını metal sopayla döven bir adamın... kafasına sıkmak gerekir. | Open Subtitles | أي رجل يضرب زوجته بمضرب معدني يجب أن يرمي بالرصاص |
Kurt adamı sadece, gümüş kurşun, gümüş bıçak... yada gümüş bir sopayla öldürebilirsin... | Open Subtitles | أي مذؤوب يمكن أن يقتل فقط برصاصة فضّية ..أو سكينة معدنية أو عصا |
- Peki, kendinin üçte biri kadar bir çocuğa sopayla vuran adamın ölçüsünü nasıl alırsınız? | Open Subtitles | وكيف نأخذ مقاس رجل استعمل العصا في ضرب صبى ثلث حجمه ؟ أخبرنا |
Tabi kafam oldukça kalındır. Ve sopayla adam öldürmek de bir kadına göre değil. | Open Subtitles | ولكن, رأسى كان صلبا, وطريقة قتل رجل بعصا حديدية ليست طريقة نسائية |
Vücudumu geliştirir ve Richard'a arkasından bir sopayla vururdum. | Open Subtitles | اكون عضلات في جسمي العلوي واضرب ريتشارد من الخلف بعصا |
Fakat bazen beni neşeyle az önceki gibi yumrukladığında sanki biri beni minicik ama çok gerçekçi bir sopayla dövüyormuş gibi hissediyorum. | Open Subtitles | لكن احيانا تلكميني لكمات مرحة كهذه تشعرني انني اضرب بعصا صغيرة وحقيقية |
Ölen adamın tabancasını alıp bana vurduğu sopayla değiştirdi. | Open Subtitles | كان ذكياً أخذ مسدس الرجل الميت وإستبدله بالعصا التي ضربني بها |
Yapacagimiz sey, disari ciktiginda ona sopayla vurmak. | Open Subtitles | مالذي سوف نفعله اننا سوف نضربه بالعصا حين يخرج |
Yani? Biri yedi numaralı sopayla kafanı yarmaya çalışırsa çok çabuk unutulacak bir sopa olmaktan çıkar. | Open Subtitles | عندما تحاول زوجتك كسـر رأسك بمضرب جولف هذا أكيد شـيء لا ينسـى ويبقـى في الذاكرة ؟ |
Burası sıkıcı olmaya başlarsa sopayla vurarak yıldızları temizleyebilirsin. | Open Subtitles | إذا لم يكف عن الأزعاج هنا يمكنك أن تضربي بمضرب التنظيف لأجل أستروز |
sopayla kaşımaya çalıştım ama bu sefer başka sorunlar ortaya çıkmaya başladı. | Open Subtitles | لقد حاولت استخدام عصا لكى احكها و لكن هذا اتى بمكشله جديده تماما |
O lanet sopayla topallayarak bir halt yiyemem. | Open Subtitles | لا يمكنني عمل شيء سوا ان اعرج بهذه العصا اللعينة |
Antonio sana sopayla vuran elemanı buldu. Seni bekliyor. | Open Subtitles | وجد أنطونيو الرجل الذي ضربك بالمضرب هو ينتظرك |
Çünkü hikayede Len Lyle'ın sopayla öldürdüğü o üç kız... | Open Subtitles | لأن الثلاثة اللواتي قتلهن لين لايل بذلك المضرب, |
Bir adamın rampadan aşağı inmeleri için onları sopayla dürttüğünü hatırlıyorum. | Open Subtitles | أتذكر بأن هنالك رجال كانوا يوكزونهم بالعصى لكي يذهبوا بهم للخارج |
Ona yük katırı muamelesi yapan bencil bir sopayla ıssız bir yerde mahsur kalmış 10 yaşında bir çocuk o! | Open Subtitles | إنه طفل بعمر 10 سنوات تائه في مكان مجهول مع مضرب أناني يعامله بعناد |
Alman askerlerini sopayla dövdüğünü. | Open Subtitles | بأنّه يضرب الجنود الألمان بهراوة |
Biz oraya gelmeden önce, kardeşin, o sopayla seni koruyordu. | Open Subtitles | ,عندما جئنا هناك ,كانت أختك بتلك الهراوة.. كانت تحميك |
20 tane kolsuz adam bellerinden çelik sopayla birleştirilmişler ve durmadan futbol oynamaları için zorlanıyorlar! | Open Subtitles | عشرون من الرجال بلا اذرع و مضمومين من الخصر بقضيب فولاذي مُجبرين أن يلعبوا الكرة للأبد ؟ |
Her yıl, adamcağız bir sopayla kapıya vuruyor. | Open Subtitles | كل عام، يأتي الرجل بعصاه الكبيرة ويقرع الباب. |
Ateşi ve sopayla onu körüklemeyi hep severdi. | Open Subtitles | لقد كان يحب النيران دائما ويلعب فيها بعصى |
Peki, seni kim radyatöre zincirleyip sopayla dürtecek? | Open Subtitles | من الذي سيعرضك للشمس و يطعنك بوتد في قلبك؟ |