Savaş gemisi bize yaklaştığı zaman son uğradığımız limanı soracaklar. | Open Subtitles | عندما تقترب السفينة الحربية سيسألون عن أخر ميناء كنا به |
İnsanlar tonla soru soracaklar. İşini kaybetmeni istemedim. | Open Subtitles | الناس سيسألون أسئلة كثيرة و لم أردك أن تفقد عملك |
Tabii soracaklar. Hıyar herif onlara para kazandırıyor. | Open Subtitles | بالتأكيد يسألون,إنهم يكسبون مع ذلك الوغد |
Annemin ne dediğini soracaklar, annem ise sana onu Henry ile aldattığını söyledi. | Open Subtitles | سوف يسألونك عما أخبرتك به أمي وهي أخبرتك أنها تخون زوجها مع هنري؟ |
soracaklar sadece nazik ve çekici ol. Bilirsin, belki birkaç komik konu düşünebilirsin. | Open Subtitles | على كل حال، سيسألونك بعض الأسئلة، فقط كن مؤدباً وفاتناً |
1955'te en iyi film Oscar'ını kazanan filmi soracaklar... | Open Subtitles | سيسألوني عن الفلم الذي فاز بجائزة الأوسكار في عام 1955م |
Tabi ki soracaklar. Ama aynı zamanda, bununla ne yapabilirim diye de soracaklar. | TED | بالتأكيد سيتساءلون. ولكنهم أيضا سيطرحون سؤالا آخرا هو، ماذا يمكنني أن أفعل به؟ |
Basın konferansında sana cevabını bilmediğin sorular soracaklar. | Open Subtitles | في المؤتمر الصحفي سيسألونكِ أسئلة ويجب عليك اجابتها |
Hepsi iyi hoş ama işverenlerimiz FBI'a yardım etmenin riskleri hakkında soru soracaklar. | Open Subtitles | ذلك حسن و جيد لكن رؤسائنا سيسألون عن الخطر المتضمن بالتعاون مع تحقيق للأف بي اي |
senin patronun, benim patronum sonra, operasyonunun ortasına neden ve nasıl daldığımı soracaklar. | Open Subtitles | رئيسك, رئيسي, و بعدها سيسألون لماذا, كيف ببساطة دخلت إلى مقر عمليتكم. |
Aynı müfettişler senin raylarında baktığında ve inşallah dayanır diye dua ettiğin yarım kazık ve bağlantıları gördüğünde çok zor bazı sorular soracaklar. | Open Subtitles | و عندما ينظرون أؤلائك المحققون إلي مسارك وهو بنصف الاتفاع و نصف الترابط و متماسك بالدعاء سيسألون أحداً أسئله صعبة |
Ne yapacaklarını biliyorsun. Hatırını soracaklar. | Open Subtitles | .تعرفين كيف يتصرفون يسألون عن الأحوال، وما إلى ذلك |
İnsanlar seni arayıp sorular soracaklar, | Open Subtitles | سيتصل بك المستمعون و يسألون الأسئلة المتعلقة بالأمومة |
Nasıl olsa sorguda Bay Cahill'e bunların hepsini soracaklar. | Open Subtitles | في كلتا الحالتين مستجوبونا سوف يسألون السيد كاهيل عن ذلك |
Oraya gideceksin seni onurlandıracaklar, filmlerini gösterecekler aptal bir iki de soru soracaklar sonra da evine döneceksin. | Open Subtitles | تذهب هناك، ويكرمونك، ثم يعرضون أفلامك يسألونك بعض الأسئلة الغبية، ثم ترجع لبيتك |
Hastaneye gittiğin de, ne olduğunu soracaklar. | Open Subtitles | عند وصولك للمستشفى، هم سيسألونك عمّا حصل. |
Hayır ve yarın Gillis işi nasıl gidiyor diye sorduklarında onlara kaybedebileceğimizi söyleyeceğim sonra da elimde başka ne olduğunu soracaklar ben de bir şey yok diyeceğim. | Open Subtitles | والآن، سيسألوني في الاجتماع غداً كيف هو حال صفقة جيلس ؟ وسأضطر لإخبارهم بأنّنا قد نخسرها وسيسألوني مالذي لدي غير تلك الصفقة ؟ وسأخبرهم ليس لديّ شئ |
- Elbette, sana bunu da soracaklar. | Open Subtitles | أنا متأكد من أنهم سيطرحون عليك هذا السؤال |
Tabi bunu söyleyince, sana bir sürü soru soracaklar. | Open Subtitles | حالما تقولى لهم هذا سيسألونكِ كثيرا |
Gördükleri ve yaptıkları ile ilgili her türlü soruyu soracaklar ona. | Open Subtitles | سيسألونه شتّى أنواع الأسئلة. عن أيّ شيء رآه أو فعله. |
Baş komiser hakkında görüşlerini soracaklar. -Ne diyeceksin? | Open Subtitles | وسيسألونك بماذا تشعرين تجاه المشرفة، فماذا ستقولين؟ |
Fakat senin çocuklarına beni atalarının Tanrı'sının yolladığını söylediğimde "Adı ne?" diye soracaklar. | Open Subtitles | لكن عندما أخبر شعبك أن رب آباءهم قد أرسلنى " فسوف يسألوننى " ما هو إسمه ؟ |
Yakında gelip bana yer tespiti konusunda ne kadar ilerleme kaydettiğimi soracaklar. | Open Subtitles | أولئك الحقراء سيسألونني قريباً مالتقدم الذي أحرزته في استيعاب ما يطلبونه |
Orada oldugumuzda, onlar mali soracaklar. | Open Subtitles | عندما نصل سوف يسألوننا عن البضاعة |
Pekâlâ, cuma gecesine kadar bir cevap bekliyorum yoksa başkasına soracaklar. | Open Subtitles | سوف أحتاج الرد مساء الجمعة وإلا سيطلبوا من غيرك |