Ancak, gayrı resmi söyleyebilirim ki en önemli sorunlarımızdan birisi... | Open Subtitles | رغم ذلك أقول بشكل غير رسمي أن أحد مشاكلنا الكبرى |
Ve ne yazık ki bu ülkede alışılagelmiş olarak sorunlarımızdan konuşmayı sevmiyoruz. | TED | وبعد كل هذا ، لدينا في هذا البلد ذلك الإنشغال بحيث لا نحب أن نتحدث عن مشاكلنا تلك. |
sorunlarımızdan biri de buydu aslında. Ona karşı tamamen dürüst olamadım. | Open Subtitles | في الحقيقة إنها واحدة من مشاكلنا لم أشعر بأني أستطيع أنا أكون صريحاً جداً معها |
Süre gelen sağlık sorunlarımızdan işte. | Open Subtitles | جزء من استمرننا خلال أزمات الرعاية الصحية |
Sanırım, sorunlarımızdan kurtulmanın tek yolu var. | Open Subtitles | أعتقد أنه هناك طريقة واحدة للخروج من مشكلاتنا |
sorunlarımızdan yakıp yıkarak kurtulamayız ancak yeni teknolojiler üreterek kurtulabiliriz. | Open Subtitles | لا يمكننا حل مشاكلنا بالحفر والحرق بل بالاختراع والاستثمار |
Acil sorunlarımızdan bir kaçını çözecek yeni teknolojilerden faydalanma imkanımız olacaktır. | Open Subtitles | التي من شأنها أن تحل بعض من مشاكلنا المباشرة. |
Ardından sorunlarımızdan birini çözmeye yardım edebilir. | Open Subtitles | حسناً، ريما يستطيع مساعدتنا في حل واحدة من مشاكلنا |
Çocuklarıma karşı korkularımdan dolayı seninle çözmediğimiz sorunlarımızdan dolayı. | Open Subtitles | وهذا بسبب أنني خائف على أطفالي و مستاء من مشاكلنا اللتي لا تحل |
Ancak sınırdaki durum sorunlarımızdan en küçüğü. | Open Subtitles | لكن الموقف في الميناء يُعد من أقل مشاكلنا |
Afedersiniz, olay yeriyle ilgili en büyük sorunlarımızdan biri bu: | Open Subtitles | عفواً أكبر مشاكلنا هو موقع الحطام |
Sanırım gerçek sorunlarımızdan bahsetmeden sadece konuşabileceğimiz ortak bir şeyimiz oldu. | Open Subtitles | لكن... اظن انهُ اعطانا شئ لنتحدثَ عنهُ لم يكن علينا أن ندونَ مشاكلنا الحقيقية |
Tüm sorunlarımızdan göçmenleri sorumlu tutuyor. | Open Subtitles | يضع جميع مشاكلنا على المُهاجرين. |
Ve küresel ısınma sorunlarımızdan sadece bir tanesi. | Open Subtitles | والاحتباس الحراري واحدة فقط من مشاكلنا. |
Bu acıttı. Bu canımızı yaktı çünkü ucu ilk önce, genç nesle dokunuyor. Hem de sadece şu an çoğu dışarıda gösteri yapıyor diye değil, sorunlarımızdan birinin bu olduğunu düşündüğüm için. | TED | و كان ذلك مؤلماً ، أولاً لأنه سيضر بالأجيال الشابة و لن يقتصر الأمر عليها. العديد منهم يوضحون ذلك في الخارج و ما أعتقد أنه إحدى مشاكلنا ، |
Bunlar fayanslar. "Oyuncu" olmak işimizin gerekli bir yanı çünkü aslında sorunlarımızdan biri şu ki biz hoş şeyler yaratmak zorundayız yaşam boyu, bu benim için şu anda 75 yıl. | TED | هذا كله فخار. الكلمة "مرح" لها جانب أساسي في مهنتنا لأنه في الواقع إحدى مشاكلنا هي أنه يجب علينا صنع وإنتاج أشياء جميلة خلال كل ما نمر به في الحياة، وذلك بالنسبة لي خمسة وسبعين عاماً الآن. |
İkimiz de sorunlarımızdan kaçmak için Wilfred'i kullanıyorduk ama sayende, yalnız kalıp sorunlarımızı çözebildik. | Open Subtitles | (اتعلم ، اعتقد اننا كنا نستخدم (ويلفريد كوسيلة لتجنب مشاكلنا لكن بفضلك، و جدنا بعض الوقت لحل بعض الأمور |
sorunlarımızdan sadece birinin çözümü olur bu. | Open Subtitles | هذا يحل واحدة من مشاكلنا فحسب |
Süre gelen sağlık sorunlarımızdan işte. | Open Subtitles | جزء من استمرننا خلال أزمات الرعاية الصحية |
Canım, sorunlarımızdan kaçmak ya da saklanmak çözüm değil. | Open Subtitles | حبيبتي، الهروب من مشكلاتنا ليس الحل |
İşte sorunlarımızdan biri. | Open Subtitles | ها هو مثال لواحدة من مشكلاتنا |