Aslında bu tüm ışık spektrumunun çok küçük bir bölümü. | Open Subtitles | لكن في حقيقة الأمر تلك مجرد نسبة مُهملة من الطيف الضوئي الكلي. |
Yapılan testler sırasında ışık spektrumunun üzerinde yoğunlaşarak suçluların saldırgan davranışlarını etkisiz hale getirmek üzerine yoğunlaştık. | Open Subtitles | ، في الجولة الحالية من الإختبارات نحن نركزعلى إستخدام الطيف الضوئي لتحييد السلوك العدائي للمجرمين ما مدى تقدم النتائج ؟ |
İnsan gözünün görebileceği ışık spektrumunun dışındaki artık enerjiyi görebilmemiz için gözlükleri ayarladım. | Open Subtitles | لقد أعدت ظبط نظارات الوقاية لقراءة الطاقة المتبقية لأي شيئ خارج الطيف الضوئي المخفي للعين البشرية |
Işık spektrumunun sonunda ise görünmezlik bulunuyor. | Open Subtitles | لا، وفي نهاية الطيف تكون خفية |