Ama Stasi'nin kullandığı araçlara daha detaylı bir şekilde bakalım. | TED | لكن لننظر بمزيد من التفصيل على أدوات الستاسي. |
Bunun için Stasi'nin 17 tane geçici hapishanesi mevcuttu, her bölgede bir tane. | TED | لهذا، ملكت الستاسي 17 سجنًا مؤقت، واحدًا في كل مقاطعة. |
Stasi'nin sonu trajik bir durumdu, çünkü bu subaylar barışçıl devrim boyunca sadece bir şeyle meşguldü: on yıllar boyunca ürettikleri dokümanları yok etmek. | TED | نهاية الستاسي كانت أمرًا مأساويا لأن هؤلاء الضباط تم إبقاؤهم منشغلين خلال الثورة السلمية بأمر واحد فقط: تدمير الوثائق التي أصدروها خلال عقود. |
Bu film Stasi'yi dünya çapında bilinir hale getirdi, "gözetleme" ve "dinleme" gibi kelimelerin gazetelerin baş sayfalarında yer aldığı içinde yaşadığımız bu çağda. Stasi'nin gerçekte nasıl işlediği hakkında birkaç şey söylemek istiyorum. | TED | جعل هذا الفيلم الستاسي مشهورة عالميًا، وحيث أننا نعيش في عصر حيث كلمات مثل "رقابة" أو "تنصت" تظهر على وجه الجرائد، أود أن أتحدث عن كيف عمل الستاسي في الحقيقة. |