Ben sana tamamıyla sadıktım ama başkalarının kollarında huzur aramandan dolayı seni suçlamıyorum. | Open Subtitles | كنت مخلصة تماماً ولكن أنا لا ألومك للبحث عن الراحة في أحضان الآخرين |
Şüpheci olduğun için seni suçlamıyorum fakat... birlikte çalışmamız lazım. | Open Subtitles | ..لا ألومك على شعورك بالشك، ولكن نحن بحاجة للعمل معاً |
Harikulade bir kız. Onu kıskandığınız için sizi suçlamıyorum. | Open Subtitles | إنها فتاة متميزة جداً لا ألومك على كونك غيوراً |
Hepimiz ailemizin karnını doyurmak için aynısı yapardık; yerli yağmacıları suçlamıyorum. | TED | نحن سنفعل المثل لكي نطعم عائلاتنا، أنا لا ألوم النهاب المحليين. |
Onu suçlamıyorum tabii. Vic şeytani bir çekiciliğe sahip. | Open Subtitles | هذا لا يعنى أننى ألومها ان فيك رجل جذاب للغاية |
Ama bu yüzden onu suçlamıyorum. Onunla yattığı için annemi suçluyorum. | Open Subtitles | لكنني لا ألومه من أجل ذلك فإنني ألوم أمي لأنها ضاجعته |
Abu'nun yaptığı için seni suçlamıyorum. Şimdi onu da suçlamıyorum. | Open Subtitles | لا الومك عما قام اببو بفعله ولا الومه هو ايضا الان |
Özür dilerim, canım. Huzursuz oldun diye seni suçlamıyorum. | Open Subtitles | . أنا آسف ، يا عزيزتي لا ألومكِ على كونكِ منزعجة |
Sizi suçlamıyorum. Evli olsam kaçmak için her fırsatı değerlendirirdim. | Open Subtitles | أنا لا ألومك, لو أني كنت متزوحا .لأنتهزت أي فرصة للهرب منها |
Gönülsüzlüğün yüzünden seni suçlamıyorum. Londra piskoposu ve kilise başrahibi olarak... başpiskopos sen olmalıydın. | Open Subtitles | لا ألومك على ترددك، فبما أنك أسقف على لندن وأهم رجالات الكنيسة، |
Düşmanca davrandığın için seni suçlamıyorum. Ne olduğunu anladım. | Open Subtitles | لا ألومك حين تصبحين عدائية أفهم الأمر تماما |
Seni suçlamıyorum. Kliniği gördüm. Paraya ihtiyacınız var. | Open Subtitles | نعم، أنا لا ألومك ، رأيت العيادة . وأعلم أنها تحتاج الى تمويل |
- Bak, bunu yapmak istemiyorum. - Seni suçlamıyorum. | Open Subtitles | ــ أنظر، أنا لا أريد أن أفعل ذلك ــ وأنا لا ألومك على ذلك |
Biliyorum. Sizi suçlamıyorum. İspatım yok. | Open Subtitles | أعرف ولا ألومك ولدى الدليل ولكن يوجد طريقة واحدة لتكتشفى هذا |
Hoşlandığım tipde adam olduğun için onu suçlamıyorum. | Open Subtitles | أنا لا ألومها على ذلك فأنت من نوعية الرجال الذي يعجبونني |
Tabii ki ulaşabildiği abisini göstermeyi istediği için onu suçlamıyorum. | Open Subtitles | وأنا لا ألومه إذا رغب في التباهي بأخيه الأكبر المتفوّق. |
Dinle beni. İhanetin için seni suçlamıyorum ama deli gibi davranıyorsun! | Open Subtitles | استمعي إلي, لا الومك على تلك الخيانة لكنك تتصرفين بجنون |
Seni suçlamıyorum. Yoksa suçluyor gibi miyim? | Open Subtitles | لا ألومكِ على هذا، هل كان كلامي يلمح لذلك؟ |
Gençlerdi ve böyle bir şeyi daha önce görmemişlerdi. Onları şu kadarcık suçlamıyorum. | Open Subtitles | لم يروا مثل هذه المعارك الشرسه من قبل وانا لا ألومهم على ما فعلوه |
Seni bir şeyle suçlamıyorum. Akıllı olduğunu söylüyorum. Bu çok iyi. | Open Subtitles | أنّي لا أتهمك بأيّ شيء أنّي أقول أنك ذكي، وهذا جيّد. |
Ne olacağını bilmiyorum ama gitmek istediğin için seni suçlamıyorum. | Open Subtitles | أنا لا أَعْرفُ ما سيحدث , لكننى أنا لا أَلُومُك لرغبتك بالرحيل |
Kimseyi suçlamıyorum, önyargı bir suçlama değildir. | TED | أنا لا أتهم أحداً، الانحياز ليس اتهاماً. |
Güvenli evden sonra bize güvenmiyor. Onu suçlamıyorum. | Open Subtitles | بعد ما حدث للمنزل الآمن لم تثق بنا و انا لا الومها |
Yani, bundan uzak durmak istediğiniz için sizi suçlamıyorum. | Open Subtitles | حسناً يا أصحاب لا ألومكم لأنكمأردتمأن تكونواخارجالموضوع. |
Kimseyi suçlamıyorum, fakat durum bu. Üzgünüm. | Open Subtitles | أنا لا أضع اللوم على أحد ولكن هذا ما حدث, أنا آسف حقاً |
Doğruyu söylemek gerekirse, seni suçlamıyorum, ama benimle çalışman gerekiyor. | Open Subtitles | لأقول لك الحقيقة أنا لاألومك لكنك تحتاجين العمل معي |
Bunu denediğin için seni suçlamıyorum. | Open Subtitles | لا ألومكَ لمحاولتكَ الإطاحة بي |